Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri biraz ekonomik, sosyal gelişme göstermeye kalkışsa hemen bir yerlerden icazetler gelir darbeyi görüp otururduk. Her 10 yılda bir yediğimiz darbelerle sürekli 50 yıl geriye götürülmüşüzdür. Artık Türkiye bölgesinde baş rol oynayan, lider ülke konumunda olması hala bir çok emperyalist ülkelerce benimsenememiştir. Bu emperyalistlerin benimsemesini de beklemiyoruz... Ama günümüzde emperyalist ülkeler özellikle de ABD göstere göstere çeşitli terör örgütlerini himaye etmesi, eğitmesi, binlerce tır dolusu silah, teçhizat ile donatması biz demokrasiye inanmış ülkeleri kaygılandırmaktadır.  

Enterasan olan diğer husus, dış düşmanlarımızı biliyoruz ama içerden de hem Askeri, hem akademik hem de siyasi ve basın yani toplumun her katmanından kendilerine destekçi bulabilmeleri çok düşündürücüdür. Oysa ülke menfatinde birlik olabilmek çok önemli bir duygudur. 

İç ve dış düşmanlar baktılar 15 Temmuz darbesiyle başaramadılar bu kez kurla, faizle, diplomasiyle denediler yine başaramadılar.... Algı operasyonları da başarısız olunca bu defa ülkemizi soğan, patates fahiş fiyat artışı ile ters köşe yapmaya çalıştılar ve çalışıyorlar...  

Emperyalist ülkeler Türkiye üzerinde ne entrikalar çevirmedi ki? Önce PKK ve DHKP-C,
Sonra IŞİD, ISIS, DEAŞ yetmedi alçaklara daha sonra FETÖ/PYD...
ve en sonunda da bütün bunların işbirliğiyle ortaya çıkan “Kokteyl Terör” vardı.
Şimdi bir de “Sebze-Meyve, Gıda” terörümüz oldu...

Üreticiden 80 kuruşa alınan mandalinanın, aracı ve komisyoncuların fahiş kârları ile Hal'de 1.60'a, pazarda 4.08'e, markette ise 4.61 TL'ye tüketiciye sunulmasına neden olan sistem, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesine köstek olmayı sürdürüyor. 2018'i yüzde 20.3 ile Yeni Ekonomi Programı (YEP) hedefi olan yüzde 20.8'in altında kapatan enflasyon, 2019'a, gıdadaki fahiş artışların etkisiyle yükselişle başladı. Üç ay aradan sonra tekrar ibreyi yukarı çeviren Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜEF) ocakta yüzde 1.06 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 20.35 olarak gerçekleşti. Ocak ayında sebze ve meyve fiyatlarındaki anormal yükselişle Türkiye'nin ana gündem maddesi haline gelen gıda fiyatları, enflasyon rakamlarında da kendisini fazlasıyla hissettirdi. Özellikle marketlerin, manavların  üreticiden aldıkları malları %500-800'e varan karla tüketiciye satması, gıda enflasyonunu pardon! terörünü zirveye taşıdı. Bu sebze ve meyve çeşitlerini artırmak mümkün sadece bir-iki kalemde olsa amenna! Onlarca çeşitlerde, temizlik malzemelerinde, beyaz-kırmız ette, bakliyatta, beyaz eşyada say say bitmiyor! Bu yaşadığımız anormal fiyat artışı aynı zamanda neyin göstergesi biliyor musunuz? Esnaf doğruluk-dürüstlük yönünden sınıfta kalmıştır. Artık bu güven bunalımını nasıl aşarsınız bilmiyorum!

Çok ilginç bir hususu yaşayarak tecrübe edindik! Neydi bu tecrübe? 1980’li yıllarda başlayan özelleştirme furyası! Devlet küçülsün, Ekonomide bazı fabrikaları özelleştirelim, bazı sektörlerden devlet elini çeksin diyenler! Devlet soğanla, patatesle uğraşmaz diyenler! Bugün yaşadıklarımız çok acı bir şekilde göstermiştir ki devlet elini ve kontrol gücünü tamamen çekmemeli! Çünkü devlet millet için vardır, milletini korur ve korumalıdır da! Her şeyi özelleştirirsek, insiyatifi özel teşebbüse bırakırsak vay vatandaşın haline! Vatandaşın veya özel teşebbüslerin Devlet gibi vatandaşı düşünme ve koruma özelliği yok. Ayrıca Halkın %99’ı özelleşmeyi yanlış anlamış ve uygulamıştır. Artık serbest piyasa var, her şey özelleşti ben fiyatı istediğim oranda artırabilirim mantığı tüm esnafta, özel teşebbüste ve zanaatkarda mevcuttur. Özel sektör veya esnafların hiç biri benim sektörde serbest piyasa kuralı işler ben fiyatımı düşük tutayım sürümden kazanayım diyemediler! Serbest piyasa, kur anlayışı, özelleştirme mentalitesi hiç biri vatandaşı memnun edeyim, fiyatı düşük tutup düşük kar marjı ile satış yapayım diyemediler. Kısa sürede nasıl cebi doldururuz mantığıyla hareket ettiler... Maalesef kısa sürede köşeyi nasıl döneriz hesabı içinde oldular. Bu ticaretle uğraşan vatandaşdaki zaafiyeti emperyalist güçler iyi gördü ve bunun üzerine kurgu yapıp başka bir versiyonda ve vizyonda Türk hükümetine karşı darbe girişiminde bulunmuşlardır. Üreticinin bahçesinde portakallar, limonlar ağaç üzerinde bahçede bırakılırken vatandaşa piyasada 4-5 Tl’dan satan marketleri, esnafları gördük. Kış sebzeleri tarlada 20-30 kuruştan satılırken pazarda, manavda, marketlerde 5-7 TL’den sattıklarına şahit olduk. Burada amaç neydi? Birincisi esnaf bakın kar oranları %100 değil!  %500-800 kar ile satış yaparak karına kar katıyordu, ikincisi emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyordu ve en önemlisi halkına zulüm ediyorlardı.... Birde mevcut hükümete yerel seçim öncesi darbe indirilmiş olunuyordu. Bir taşla 3 kuş vurmak bu olsa gerek!  

Yeni terörün adı Enflasyon terörü gerçekten halkı bıktırmış durumdalar. Halkta artık bıkkınlıktan öte isyan noktasına gelmiş bir hayat pahalılığı ile karşı karşıyadır. Beyaz etten kırmız ete kadar anormal yüksek fiyatlar, Sebzeden temizlik maddelerine varıncaya kadar... Devlet bir çok alanda ön ayak olmuş beyaz eşyadan otomotive varıncaya kadar ÖTV indirimine gitmiş, %10-18 Enflasyonla top yekün mücadele gibi bir çok kampanyalar yapıldı ama piyasaya tam yansıması olmadı. Çünkü bu kampanyaların çoğu vitrinlerde kaldı, esnaf nede olsa aç gözlü, kat kat kazanma hırsıyla doluydu... Vatandaş onun umurunda mı?

Yüzde 20’nin üzerine çıkan enflasyondan gıda fiyatlarını sorumlu tutan Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak “gıda terörü” tabirini kullandı, “artan gıda fiyatlarına karşı adım atacaklarını” söyledi. Ekonomistler enflasyonla mücadele için alınan tedbirlerin ‘pek bir işe yaramadığını’ dile getirse de gıda fiyatları cep yakarken, Bu milletin boğazına operasyon, Birileri sırf muhalefet olsun diye gıdada spekülasyon yapıyor” diye konuştu.

Albayrak’ın gıda fiyatlarındaki artışa karşı alacağız dediği önlemler ise şöyle:

“Tarladan sofraya koordine edecek bir zincir oluşturulacak.

“Bu hafta seracılık yapılandırma planı açıklayacağız. Kamu olarak seracılıkta stratejik bir yapılandırma sürecine gidiyoruz. Bu konuda Ziraat Bankası ile çalışmalara başladık.” dedi.

Bu fırsatçılar adeta kene gibi halkın kanını emmeye başlamış ve vatandaşı canından bezdirmiştir.

Tüm Türkiye genelinde söz konusu ürünlerde Tanzim satış mağazaları adı altında veya Halk marketi adı altında vatandaşa daha kaliteli ve daha ucuz ürünler ile bu fırsatçılara iyi bir ders verilmelidir.