15 Temmuz Dünya tarihini ve insanlığın gidişatını değiştiren çok önemli bir hadisedir diye düşünüyorum. Bugünün önemi ileriki yıllarda daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü bu tarih ülkemizde ve dünyada yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

Böyle bir giriş ile başlamış olduk yazımıza, bu konuda kitaplar yazacak kadar bilgim var ancak ben dünden kalan dostluk konusuna devam etmek istiyorum. Neden mi derseniz, 15 Temmuz’u Türkiye dostları kazandı…

Öyleyse hemen başlayalım.

Aslında dost ve dostluk meselesi günümüz insanını çok yakından ilgilendiriyor. Neden mi? Dost, güvenilir insan demektir bana göre. İşte bu perspektiften baktığımızda galibe günümüzün en büyük sorunu güvensizlik demek gerek.

Hemen yanımdaki kişiye soruyorum. “Sizin namusunuzu ve paranızı güveneceğiniz, bir dostunuz var mı?”

Düşünüyor!

Biraz sonra kafasını kaşıyarak, “Hayır, galiba yok!” diyor.

Yani diyorum, demek ki çoğumuz böyleyiz.

İşin gerçeği şu, insanın en büyük dostu Cenab-ı Allah’tır(cc) çünkü her şeyin sahibi ve gücü yeteni O’dur. O halde başka dostlar aramaya da gerek yok. Zaten Allah’ı dost edinen bir insanın öyle büyük sorunları da olmaz. Olsada, keremin hoş diyerek, o sıkıntının kimden geldiğini bildiği için, geçen oturur bir kenara…

Öyle ah, of, keşke demeden.

Çünkü dostunu iyi tanıyan bir kişi ondan gelen kereme de sıkıntıya da razı olur değil mi?

Belki de işin püf noktası burası.

Yanlış dost arıyoruz galiba…

DOSTLARINIZI İYİ SEÇİN

Arkadaşlıklar konusunda seçici olmamız gerekiyor. Ancak bu, arkadaşlarımızı belirli bir yaş grubundan veya eğitim düzeyinden insanlarla sınırlamak anlamına gelmemeli. Farklı yaşlardan, kültürlerden ve milletlerden insanlara ilgi göstermek yaşamımızı zenginleştirebilir…

Yapabilirseniz kadir-kıymet bilen insanlarla birlikte olmak gerekiyor. İşin doğrusu hayatım boyunca çok güzel arkadaşlıklarımız olan insanlar oldu. Özellikle hacı ve askerlik arkadaşlarımla bir oldum, çünkü aynı değerler üzerinden hareket ediyorduk.

Ancak sizinle aynı yaşta olan ve aynı şeylerden zevk alan insanlarla arkadaş olmak da her gün sadece en sevdiğiniz renkte giysiler giymeye benzer. O rengi ne kadar severseniz sevin, bir gün gelir bıkarsınız...

Sonra, arkadaşınızın elinden tutmanız gerekiyor. Dolayısı ile hep dindar insanlarla birlikte olmak yetmez, yapabiliyorsanız, yanlış yola sapmış insanlarla da arkadaşlık kurmak gerekiyor. Ama bunu yaparken de dikkatli olmak zorundasınız, yoksa ayağınız kayabilir.

Nitekim Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Müslümanın en büyük üç düşmanı vardır: Şeytan, nefis ve kötü arkadaş. Kötü arkadaş, şeytandan ve nefisten daha zararlıdır. Bunun için kişi kiminle arkadaşlık etmesi gerektiğini iyi bilmeli. Buhari’den nakledilen bir hadiste: “Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder!” buyrulur.

Toparlayacak olursak, her insan iyi arkadaşlar edinmek durumundadır, devletler için de aynı şey geçerli. Ancak, günümüzde gerçek dost bulmak da oldukça zorlaştı.

Neden mi? Çok sebebi var ama galiba birinci sebep, değerlerimizden uzaklaşmış olmamıştır, diyor. Saygılar sunuyorum.