Herkes bunu kullanmalı diye devam eden sloganı hepimizbiliriz. İlkokul sıralarındayken aralık ayında yapılan yerli malı haftasınıiple çekerdik. Yerli malı haftası özellikle bağı bahçesi olmayanlar için,samsa-sucuk-bastık gibi ürünlerin her masada sebil gibi olduğu bir gündü. Samsasucuk bastık gibi ürünlerin dışında yerli malından aklımda kalanöğretmenlerimiz dahil, tüm arkadaşların büyük bir heyecan içerisinde bu günehazırlanışımızdı.

Günümüzde bu yerli malı haftası nasıl yapılıyorbilmiyorum ama esas millet olarak olabildiğince yerli malına dönüş yapmamız gerekenbir dönem içerisindeyiz.

Bilindiği üzere, ülkemizi cennet vatanımızı yıllardanberi bölmeye çalışan sözde dost ülkeler, topla tüfekle, içimizdeki satılmışlarıdevreye sokarak yapamadıkları işi, ekonomik olarak yapma peşindeler.

Yıkılmayacağız, ayakta dimdik duracağız ve millet olarakbunun da üstesinden geleceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi yok.

Bu ekonomik saldırıyı atlatmanın yollarından biride hervatandaşın yapabileceği gibi, mümkün olduğunca yerli malı kullanmak.

Hayatımızı idame ettirecek kadar yerli malı olmadığınıhepimiz biliyoruz. En azından eti, madenlerinin ürettiği deterjandan başlayarakbunu yapabiliriz. Özellikle Yahudi ve Amerikan menşeili gıda ürünlerinden uzakdurarak bunu başarabiliriz.

Dolarla alınmış ve kullanmakta olduğumuz ceptelefonlarını kırarak, parçalayarak işi dejenere etmeyerek, en azından yenisinialırken bu tür kriterleri göz önüne alarak desteğimiz sürdürebiliriz.

İçeriği ne olduğu belli olmayan ve zaman zaman midebulandıran gerçeklerle karşımıza çıkan mcdonalds gibi markalardan uzakdurabiliriz.

Kısacası, bu ekonomik savaşa karşı memleketini vatanınıseven herkesin bir parça destek yapabileceği bir şeyler vardır hayatında.

Bir yerlerden başlayalım.

Ne demiş atalar.. Damlaya damlaya göl olur. İşin sel olupbizi götürmemesi için damla damla mücadele etmenin zamanıdır diye düşünüyorum.