Vatan durdu. Bir an arkasına dönüpbaktı. Bir karartı gördüğünden emindi. Lakin hadise öylesine cereyan etti kigördükleri net değil, silikti. Zaten memleket öyle bir süreçten geçiyor ki herşey anlamsız ve her şey ilginçti. Bugün de öylesine yorgundu ki daha dünküoperasyonun yorgunluğu ve gerginliği hala omuzlarındaydı. Üstünden atamamıştı.Sonra yoluna devam etti. Çok bir zaman geçmeden kibar, gayet intizamlı giyinmişbir beyefendi hemen koluna giriverdi.

Selamünaleyküm VatanBey, sizi çok iyi gördüm. Maşaallah turp gibisiniz. Bu arada da çeviksiniz,hızlı yürüyorsunuz. Heyecanımı mazur görün. Sizi yolunuzdan alıkoydum. Bengazeteci yazar Barış Bey. Ya öyle mi, memnun oldum Barış Bey. Buyurunisteğinizi söyleyin. Estağfurullah efendim, ne demek rica ederim. Dilersenizsizi ayakta durdurmayayım. Şu karşıki caddede bir kahvehane var. Oraya geçelim,bir zahmet. Sohbetimize orada devam ederiz.  Sizinle çok önemli meseleleri görüşeceğim.Lakin Barış Bey, benim işim çok acil. Memleket meseleleri beni bekliyor. Boşişlerle uğraşacak vaktim yok benim. Aman Vatan Bey! Bilmez miyim? Ben de buyüzden sizi rahatsız ettim. Siz ki bu canım vatanımızın adı üstündeVatanısınız. Sizin gibi gizli, cesur, gözü pek ve ölümden hiç korkmayankahramanlarımız varken değil bizim sırtımız; tabiri caiz ise ülkemizin sırtıyere gelmez evelallah!

Latife ediyorsunuz,Barış Bey. Bizler bu yurdumuzun basit ve sıradan vatandaşlarıyız. Ben sadecevazifemi yapıyorum. Çok hoş ve alçakgönüllüsünüz Vatan Bey. Sizi bu yüzden çokseviyor ve bu sebeple görüşmek istiyorum. Çünkü beni ancak siz ve sizin gibişahsiyetler anlar. Siz ki bu memleketimizin en nadide yetiştirdiği ve sosyetecamiasında pek bilinmeyen gizli hafiyesisiniz. Başarılarınızı vekahramanlıklarınızı çok duydum ve yazdım. Bundan dolayıdır ki hayranınızım bensizin. Sizler olmazsanız bizim işler çok zor Vatan Bey.

Neyse azizim, istersenşu mevzuyu fazla uzatma da hemen anlatıver. Bilirsin fazla sabrım yoktur benim.İşlerim ivedi bir şekilde olmalıdır. Barış Bey, tam konuya geçecekkenkahvehanenin karşı tarafındaki kapalı çarşıdan büyük bir gürültü koptu veçığlıklar yoldaki araba kornalarına karıştı.

Vatan hiç vakitkaybetmeden yerinden fırlayarak; yıldırım gibi sesin olduğu yere gidiverdi.Heyhat gördüğü manzara pek de hoş değildi. Birileri bomba atıp kaçıvermiş.Neyse ki hiç kimsenin canı yanmamıştı. Vatan bir an düşündü. Bu iş bitmedidevamı gelecek. Bunu yapan kimse pek profesyonel değil; acemi olduğu kesin.Hemen peşine düşmeliyim dedi, içinden. Oradaki bir çarşı esnafı, memur musunuzefendim diyerek Vatan’a seslendi. Vatan evet, bey amca diyerek cevap verdi.Şuraya doğru bir kişi koşarak gitti. Bu saatte o tarafta müşteri olmaz.Dilersen oraya bir bakıver memur bey dedi.

Vatan hislerindeyanılmamıştı. Hemen peşine düşüverdi. Bu arada gazeteci Barış, Vatan’ınpeşinden koşarak olay malinin fotoğraflarını çekiyor diğer yandan yetkilileretelefon ederek yardım çağırıyordu. Daha sonra Vatan’ın peşi sıra giderek onayardımcı olmaya karar verdi.

Vatan dar bir gediğegirmişti. Burası hilal şeklinde olup ortasında uzun ve yüksek bir tarihi sütunvardı. Gözleriyle adeta bir kartal bakışı bakarak kaçağın hangi dükkana girdiğinigörmeye çalışıyordu ki akabinde hemen buluverdi ve bulmasıyla paldır küldür,şangır şungur dükkana giriverdi. Tam beline elini atmıştı ki silahı yerindeyoktu. Yine iş başa düştü dedi, içinden. Koşuşturma esnasında silahımı düşürmüşolsam gerek ya da yanıma yaklaşan o gazeteci de almış olabilir diye, düşündü.

Burası üç katlı birmağazaydı. Giriş katı dikkatlice kontrol ettikten sonra yavaş adımlarlamerdivenden üst kata doğru çıkmaya başladı. Allah’ım sen bana yardım et. Şu işialnımın akıyla halletmemi nasip et. Vatanımı ve milletimi her türlüfelaketlerden sen koru ve emin eyle. Efendimiz Hz. Muhammet Mustafa (sav)’nınyüzü suyu hürmetine, ya Allah ya Bismillah diyerek, birinci kata çıkıverdi.Burası oldukça karışıktı. Sağlı sollu dolaplar vardı. Her dolapların arasıaçıktı. Aradığı hain burada olabilirdi. Ancak karşıdaki kişi ne şekildedonanımlı bilmiyordu. Kendisi de bir destek aradı. Baktı sağına soluna lakinyumruklarından başka ve dağlar kadar yüreğinden başka bir şey yoktu. Yoktucesaretinden başka bir şey. Yoktu… Yoktu… yoktu…

devam edecek…