Isparta’nın gözde doğal kaynaklarından biri olan Eğirdir Gölü, kuraklık ve yoğun tarımsal sulama nedeniyle son günlerde dramatik bir değişim yaşadı. Havadan çekilen drone görüntüleri, gölün orta kesimlerinde suyun tamamen çekildiğini ve yer yer küçük adacıkların oluştuğunu ortaya koydu. Bu durum, gölün neredeyse ikiye ayrıldığı izlenimi yarattı. Bölgeye gelen vatandaşlar, gölün ayrılan kısmından yürüyerek karşıya geçmeye çalıştı.

1950’li yıllarda ortalama 16 metre olan göl derinliği, günümüzde 3,2 metreye kadar geriledi. Özellikle Hoyran mevkii ile gölü birbirine bağlayan Kemer Boğazı’ndaki su tamamen çekilmiş durumda. Göl çevresinde yürüyen vatandaşlar, ortada oluşan bu doğa harikasını görünce şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Derneği (ETUDOSD) Yönetim Kurulu Üyesi ve İl Genel Meclis Üyesi Abdurrahman Sinap, göldeki su kaybını “içler acısı” olarak değerlendirdi. Sinap, “Küresel ısınma, buharlaşma, vahşi sulama, göl çevresine kurulan güneş enerji santralleri ve mermer ocakları gölün su kaybını hızlandırıyor. Artık göl çevresinde bu tür tesislere izin verilmemesi gerekiyor” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın eylem planına rağmen gölde somut adımların yetersiz kaldığını belirten Sinap, “Devasa makinelerle dip temizliği planlanmıştı fakat gölün derinliği 20 santime düşmüş durumda. Karşıda görülen bataklık kuşları bile gölün can çekiştiğinin işareti” ifadelerini kullandı.

Sinap, gölden Aşağı Gökdere Santrali’ne akan suyun artık yeterli olmadığını belirterek, “Çiftçilerimiz perişan durumda. Serpil Köyü’ndeki halk, su temini için sondajlara, borulara ve tankerlere harcama yapmak zorunda kaldı” dedi.

Eğirdir Gölü’nün korunmasının herkesin görevi olduğunu vurgulayan Sinap, “Tarım ve Orman Bakanlığı gölü hassas alan ilan ettiyse, korumak hepimizin görevidir. Gölün dip temizliği ve korunması için herkesin desteğini bekliyoruz” çağrısında bulundu.

Gölde balıkçılık yapan Murat Gülyiğit ise, su çekilmesinin son aylarda belirgin şekilde arttığını ve teknelerin kıyıya yaklaşamadığını söyledi. “Yağmurların olmaması durumu daha da kötüleştiriyor. Gölümüz gerçekten çok kötü durumda” dedi.

Eski dispanser hekimi, emekli Doç. Dr. Canan Ağırtan, göldeki dramatik değişimi şöyle yorumladı: “33 yıl önce yedi renkli bu göl, kalbimde çok özel bir yere sahipti. Bugün ise su ve yaşam neredeyse bitmek üzere. Önce su, ardından kuşlar, çiçekler, ağaçlar ve en sonunda insanlar etkilenecek. Artık bu göle ‘Çığlık atan Göl’ denmeli.”

Kadife çiçeği ve soğanla kahverengi kokarcaya doğal çözüm
Kadife çiçeği ve soğanla kahverengi kokarcaya doğal çözüm
İçeriği Görüntüle

Dron görüntüleriyle gölün ortasında oluşan adacıklar ve ikiye ayrılmış su alanları, bölgedeki değişimin ne kadar hızlı ilerlediğini gözler önüne seriyor.

Kaynak: İHA

Kaynak: İHA