Sümmani (19.Yüzyıl):   

  • Hayali sevgilisi Gülperi’yi bulmak için Kafkasya, Afganistan, Hind ve Turan’ı dolaştığı fakat bulamadan Erzurum’a geri döndüğü söylenir.
  • Doğu Anadolu’da halkın en çok sevdiği ozanlardan birisidir. 

Ervah-ı ezelde levh-i kalemde,
Bu benim bahtımı kara yazdılar,
Gönül perişandır devri alemde,
Bir günümü yüz bin zara yazdılar

Bulmadım şadlığın iradesini,
Çekerim bu gamın ziyadesini,
Herkes dosta verdi ifadesini,
Bizimkini ülüzgara yazdılar

Aşk benimle eyler daim kıyl-ü kal,
Daha sabretmeye kalmadı mecal,
Derdim taksimdara kıldım arzuhal,
Dedi neylim bahtın kara yazdılar.

Gönül gülşeninde har oldu deyu,
Hasretlik cismimde var oldu deyu,
Sevdiğim, sevdiğin pir oldu deyu,
Erbabı garezler yare yazdılar.

Döner mi kavlinden sıdk-ı sadıklar,
Dost ile dost olur bağrı yanıklar,
Aşk kaydına geçti bunca aşıklar,
Sümmâni’yi derkenara yazdılar.

Aşık Veysel (20.Yüzyıl):    

  • Çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetmiştir.
  • Şiirlerinde insan, yurt ve tabiat sevgisini işler.
  • Saz şairlerinin son büyük ustası olarak kabul edilir.
  • Dili sade ve anlaşılırdır.
  • Eserleri: Deyişler, Sazımdan Sesler ve daha sonra Dostlar Beni Hatırlasın adlı eserinde bütün şiirlerini toplar.
  • Ahmet Kutsi Tecer sayesinde tanınıp üne kavuşmuştur.  

Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece

Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece

Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşem gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece

Düşünülürse derince                    Şaşar Veysel işbu hale                                                                                                             
Irak görünür görünce                   Gah ağlaya gahi güle                                                                                                                 
Yol bir dakka miktarınca              Yetişmek için menzile                                                                                                                  
Gidiyorum gündüz gece               Gidiyorum gündüz gece

                                                                                                                    

TEKKE EDEBİYATININ ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ

Ahmet Yesevi (12.Yüzyıl):      

  • Tasavvuf şiirinin öncüsüdür.
  • Hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır.
  • Dili sadedir, 7 ve 12’li hece ölçüsünü kullanmıştır.
  • İslam ile ilgili eserini Divan-ı Hikmet’te toplamıştır.
  • Fakir-name” adında da bir eseri vardır.

Bismillah deyip beyan ederek hikmet söyleyip
Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte.
Riyazeti sıkı çekip, kanlar yutup
'İkinci defter' sözlerini açtım ben işte.

Sözü söyledim, her kim olsa cemale talip
Canı cana bağlayıp, damarı ekleyip,
Garip, yetim, fakirlerin gönlünû okşayıp
Gönlü kırık olmayan kişilerden kaçtım ben işte.

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol
Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol
Mahşer günü dergahına yakın ol
Ben-benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.

Garip, fakir, yetimleri Rasul sordu
O gece Mirac'a çıkıp Hakk cemalini gördü
Geri gelip indiğinde fakirlerin halini sordu
Gariplerin izini arayıp indim ben işte.

Hacı Bektaşi Veli (13.Yüzyıl):           

  • Ahmet Yesevi’nin işareti ile Anadolu’ya gelmiştir.
  • Sohbetler veya sözler anlamına gelen “MAKALAT” adlı bir eseri vardır.
  • Eser bir nevi fakirname’nin açıklamasıdır.
  • Makalat’ın konusu tasavvuftur. Hz. Adem’in yaratılışı, şeytan ve şeytani işler, Allah’ın birliği konuları ele alınır.

Hak'tan emrolundu geldim cihana
Gözüm açtım mail oldum ol burca
Arif oldum Hak kelamın söyledim
Elif kaddim dal yazmışam ol burca

Konaktan bezirgan çıka göçünce
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Bir burç vardır cümle burçlardan yüce
Muhammed miraca çıkar ol burca

Alnımıza yazıluptur yazılar
Mürid olan mürşidini arzular
Yeryüzünde yer kalmadı gaziler
Arş yüzünden bir yol gider ol burca

Gökten uçan Cebrail'dir huridir
Bir gül vardır Muhammed'in nurudur
Bir kapusu Şah-ı Merdan Ali'dir
Elvan elvan nurlar çıkar ol burca

Hacı Bektaş Veli arayıp bulmuşam
Erenler deminde bir pay almışam
Bir hakikat deryasına dalmışam
Her gönülden bir yol gider ol burca