Kahramanmaraş'ta zehir soluyoruz Hava kirliliği alarm veriyor Fabrika dumanları ve inşaat çalışmaları şehri kararttı.
Kahramanmaraş... Hızla büyüyen sanayisiyle övünürken, bir yandan da kentleşmenin acı reçetesini soluyoruz. Şehrin üzerine çöken o gri puslu hava var ya, işte o bizim kara yazgımız olmaya doğru gidiyor. Fabrika bacalarından yükselen o koyu duman, yetmezmiş gibi bir de depremin acı hatırası olan yıkımların tozuyla birleşince, Kahramanmaraş semaları adeta zehir soluduğumuz bir atmosfere dönüşüyor.
Bu sadece bir görüntü kirliliği değil, sevgili Kahramanmaraşlılar. Bu, ciğerlerimize işleyen, nefesimizi daraltan, özellikle de kronik solunum yolu hastalıklarıyla boğuşan hemşehrilerimiz için hayati bir tehdit anlamına geliyor. Öksürük krizleri, solunum güçlüğü... Bunlar artık şehrimizin sıradan manzaraları haline geldi. Peki, biz bu kaderi mi yaşamak zorundayız?
Sanayi elbette önemli, kalkınma elbette gerekli. Ancak bu kalkınma, çocuklarımızın geleceğini karartacak, yaşlılarımızın ömrünü kısaltacak bir bedelle mi olmalı? Fabrikaların bacalarından salınan o kontrolsüz duman, inşaat alanlarından yükselen o bitmek bilmeyen toz bulutu, şehrimizin üzerine kara bir örtü gibi seriliyor. Ve biz, bu örtünün altında nefes almaya çalışıyoruz.
Kahramanmaraşlı vatandaşın feryadı artık duyulmalı. "Nefes almakta zorlanıyoruz!" çığlığı yetkililerin kulaklarında yankılanmalı. Sanayi kuruluşları çevreye duyarlı üretim yapmaya teşvik edilmeli, hava kirliliğini önleyici tedbirler sıkı bir şekilde uygulanmalı. İnşaat çalışmalarında toz kontrolü için etkin önlemler alınmalı. Aksi takdirde, bu sessiz katliama göz yummak, Kahramanmaraş'ın geleceğine vurulmuş en büyük darbe olacaktır.
Unutmayalım, temiz hava en temel hakkımız. Toz ve duman arasında kaybolan sağlığımızı geri kazanmak için acil önlemler alınmalı.