İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, Can Holding’e yönelik ikinci dalga olarak nitelendirilen operasyonda 26 şüpheli gözaltına alındı ve işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Operasyon, İstanbul merkezli 4 ilde koordineli şekilde, İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğü’nün talimatıyla gerçekleştirildi. Şüpheliler arasında, Binsat Holding Yönetim Kurulu Başkanları Arafat Bingöl ve Cengiz Bingöl, eski Bilgi Üniversitesi Rektörü Remzi Sanver, Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kenan Tekdağ ile Can Holding sahiplerinden Şakir Can ve Murat Can’ın eşleri de yer aldı.

Savcılık tarafından ileri sürülen iddialar şöyle:

  • Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler aracılığıyla “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “kurulan örgüte üye olma” suçlarının işlendiği.

  • “Suçtan elde edilen mal varlığı değerlerini aklama” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarının mevcudiyeti.

  • MASAK raporları ve mali denetim birimlerinin incelemeleri sonucunda, kaynağı belirsiz büyük tutarda paraların şirket hesaplarına giriş yaptığı; ardından şirketler arasında aktarım yapılarak izlerin saklanmaya çalışıldığı.

  • Faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleri ile vergi yükümlülüğünün azaltıldığı iddiaları.

  • Holding yapısı altında çok sayıda şirketin yönetim ve sorumluluk dağılımı değiştirilerek denetim ve takip mekanizmalarının zorlaştırıldığı; bu sayede hukuki yaptırımlardan kaçma hedeflendiği.

  • Ticari faaliyeti düşük veya olmayan şirketlerde nakit sermaye artırımı yapıldığı, bu artırımların ortaklara borçlar hesabıyla gösterildiği; borçlar gerçeği yansıtmadığı, ancak 7256 sayılı “Varlık Barışı Kanunu” kapsamında şirkete tekrar yatırıldığı; bu işlemlerin suçtan elde edilen gelirin sisteme dahil edilmesi ve aklanması niteliğinde olduğu şüphesi.

  • Suç örgütü faaliyetlerinden elde edilen yasa dışı gelirlerin eğitim, medya, finans, enerji gibi stratejik sektörlerde şirket alımı, hisse devri ve yatırım faaliyetleriyle doğrudan finanse edildiği; bu sayede örgütün hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyunda meşruiyet kazanmayı hedeflediği.

Soruşturma kapsamında önceki operasyonda 121 şirkete mal varlığına el konulmuş, bu şirketlere TMSF kayyum olarak atanmıştı. Ayrıca 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiş, aralarında holdingin üst düzey yöneticilerinin olduğu kişi ve kurumlara yönelik yaptırımlar uygulanmıştı.

Sadakati Dijital Çağa Taşıyan Güç: GFC Loyalty
Sadakati Dijital Çağa Taşıyan Güç: GFC Loyalty
İçeriği Görüntüle
  • 26 kişinin adliyeye sevk edilmesi ile soruşturmanın yeni bir evresi başlamış oldu.

  • Şüpheli kişi sayısında ve soruşturulan şirket sayısında artış yaşandı.

  • Önceki dalgada el konulan şirketlerin listesi daha da genişletilerek kapsamın medya, eğitim, enerji ve finans alanlarında yoğunlaştığı görüldü.

  • Soruşturmanın sadece finansal boyutu değil, medya ve eğitim gibi stratejik sektörleri de kapsadığı biliniyor.

Operasyon, yalnızca büyük bir şirket grubuna karşı değil, aynı zamanda “kurumsal yapıların kötüye kullanımı”, “hukuken şeffaf olmayan sermaye giriş-çıkışları”, “denetim mekanizmalarının atlatılması” gibi meselelerin gündeme geldiği bir vaka olarak değerlendiriliyor. Siyasi düzeyde de yankı buldu; örneğin eski milletvekili Şamil Tayyar operasyonun sistemik bir temizliğin başlangıcı olabileceğini ifade etti.

Savcılık makamı bu aşamadan sonra şüphelilerden alınan ifadeleri, mali rapor ve incelemeleri değerlendirerek tutuklama, adli kontrol tedbiri gibi kararları hakimliğe sunacak. Ayrıca el konulan şirketlerin yönetimi TMSF’ye devredilmiş olup bu yapılar üzerinden yapılacak inceleme ve tasfiyelerle birlikte soruşturmanın kapsamının genişlemesi öngörülüyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Kaynak: AA