İnanç,kendi görüşüne ve algılamasına göre ,bir düşünceye gönülden bağlanmadır.İnançlı kişi inandığına güvenir,içten gelerek ve samimi olarak onu kesin kabul eder.

Yaşamımızda bedenimizin ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl ki gıdaya ihtiyaç duyuluyorsa , ruhumuzun beslenmesi için de inanca ihtiyaç vardır.Bu da inanmak ve ibadet etmekle gerçekleşir.İnanç insana özgü bir olgudur ve inanca sadece canlılar arasında insanlar sahiptir.Yaşadığımız sürece çeşitli durumlarda inanca ihtiyaç duyarız.Örneğin korktuğumuzda ,irademizin dışında gelişen olaylar da hemen inanca sarılırız.Gücümüzün yetmediği durumlarda, bize güven veren ve bizi sakinleştiren tek güç inancımızdır.ALLAH’A olan inancımız.Çünkü O , her an bizimle ve her şeyi gören,bilen mutlak hakim.Korkularımız ona sığındığımız zaman kaybolur.

İnanç iç güdüseldir ama, bilgi sahibi olarak da doğru bilgilerle onu zenginleştirmelidir.Çoğu zaman yanlış bilgilerle inancı yozlaştırırlar.Zaman içinde bu bilgilerin gerçeğe yakın mı ,doğru mu,yanlış mı olduğu bilgi edinilerek ortaya çıkarılır.Akıl inancı besler.Her toplumda insanlar, gerçeklik payı olmayan bazı olayların ,davranışların negatif etkisi altında kaldıklarında bunların olumsuz sonuçlar getireceğine inanırlar ve bunu başkalarına da telkin ederek, onları da korkutup etkilemeye çalışırlar. Batıl inanışlar eski çağlarda ki az gelişmiş yaşam şartlarından kaynaklanan olumsuzluklardır.Ama hala günümüzde de bu inanışın izleri görülmektedir.Genelde büyükler çocuklarına, bilinmesi gereken veya yapmamasını istedikleri şeyleri öğretmek için korkutarak bu yolu seçerler.Örneğin: çocukların oyuncak  silahla oyun oynamalarının savaşa işaret olduğu inanışı gibi .

İnanç ruh sağlığının ilacıdır.Bazen bizi özenerek yaratan;Yaratırken de asla birbirinin tıpa tıp benzeri olmayan insanlara bakıyorum veya kokusu.rengi,biçimi farklı farklı olan çiçeklere;Aynı topraktan beslenen ve yetişen ağaçlardaki meyvelerin tatlarında ki farklılıklara, bunun gibi yeryüzünde ki yaratılan bütün güzelliklere ,suya,havaya,rüzgara,yağmura v.s tüm tabiat olaylarını gözlüyorum ve yaratanın ne kadar muhteşem olduğuna büyük bir inançla hayran oluyorum. Bütün bunları,o çok değer verdiği ama,bir o kadarda ,onların  bu güzellikleri takdir edip etmeyeceğini deneyen yüce ALLAH ‘IM insanlar için lütfetmiş .Bu yoktan var edilen mucizelere ,güçlü bir inançla ve ibadetle layık olmaya çalışmalıyız.Biz ne kadar inanarak ALLAH’A sığınır ve bizden beklediklerini yapabilirsek, ona o kadar layık olur ve rızasını kazanırız.

Sadece dini inançta değil,bir misyon edindiğimizde de ona ulaşmak için kararlı ve inançlı olmalıyız.Gerçekleştirebileceğimize inandığımız nispet de başarılı oluruz.İnsan hayata bir kere geliyor.Bunu her yönden iyi değerlendirmeli,mutlaka zamanının her anını hem kendine hem de topluma bir şeyler kazandırarak geçirmelidir.Çünkü ikinci bir şansımız yok.Her yönden inancınızı yitirmemeniz dileğiyle.

                                                                                                                                             SEHER TÜRKER

                                                                                                                                             08.08.2013