Üst solunum yolu enfeksiyonunda bitkisel ürün uyarısı: Karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açabilir
Üst solunum yolu enfeksiyonunda bitkisel ürün uyarısı: Karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açabilir
İçeriği Görüntüle
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Osman Metin, taşın oluşum nedenlerinden kapalı cerrahi tekniklere kadar merak edilenleri anlattı. Kişiye özel değerlendirme ile planlanan tedavi süreci, taşın konumu ve yapısına göre farklılık gösterebiliyor. İşte böbrek taşıyla ilgili dikkat çeken bilgiler…
BÖBREK TAŞI BELİRTİLERİ KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİYOR
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Osman Metin, böbrek taşlarının herkeste aynı semptomları göstermeyebileceğine dikkat çekiyor. Belin yan tarafında ya da sırt bölgesinde hissedilen ağrılar, idrarda gözle görülür renk değişimi, idrar yaparken yanma hissi ya da zorlanma gibi şikâyetler taşın en yaygın belirtileri arasında yer alıyor. Bununla birlikte, sık idrara çıkma ihtiyacı da böbrek taşı kaynaklı olabilir.
Her hastanın klinik durumu farklı olduğu için, tanı ve tedavi sürecinin kişiye özel planlanması gerektiğini belirten Dr. Metin, benzer şikâyetlerin başka rahatsızlıklarla karıştırılmaması adına uzman değerlendirmesinin önemini vurguluyor.
KAPALI CERRAHİ YÖNTEMLERLE TEDAVİ MÜMKÜN
Op. Dr. Osman Metin, böbrek taşı tedavisinde uygulanan kapalı cerrahi yöntemlerin, büyük kesilere gerek kalmadan gerçekleştirildiğini ifade ediyor. Bu yöntemlerde endoskopik cihazlar kullanılarak doğrudan taşın bulunduğu bölgeye ulaşılıyor. Taşın büyüklüğü, bulunduğu yer ve yapısı, hangi yöntemin tercih edilmesi gerektiğini belirleyen en önemli unsurlar arasında.
Kapalı girişimler sayesinde hasta, klasik açık ameliyatlara kıyasla daha kısa sürede iyileşebiliyor ve hastanede kalış süresi minimuma iniyor. Ayrıca operasyon sonrası ağrı ve komplikasyon riski de oldukça düşük oluyor.
BÖBREK TAŞI NEDEN OLUŞUR? İŞTE RİSK FAKTÖRLERİ
Taş oluşumunun ardında birden fazla neden olabileceğini dile getiren Dr. Metin, “Yetersiz sıvı alımı, bazı beslenme alışkanlıkları ve genetik yatkınlık, böbrek taşı riskini artırabiliyor” diyor. Özellikle su tüketiminin az olması, idrarda kristalleşmeye ve dolayısıyla taş oluşumuna zemin hazırlıyor.
Bunun yanı sıra, aşırı tuzlu ya da protein ağırlıklı beslenme, obezite ve bazı metabolik hastalıklar da risk faktörleri arasında gösteriliyor. Dr. Metin, “Her bireyin taş yapısı, şikâyeti ve anatomik özellikleri farklıdır. Bu nedenle tedavi süreci kişisel bir yaklaşımla ele alınmalı ve detaylı değerlendirme yapılmalıdır” diyerek, erken tanının önemine vurgu yapıyor.
SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SU TÜKETİMİNE DİKKAT
Böbrek taşı riskini en aza indirmek için uzmanların en çok önerdiği yöntemlerin başında yeterli su tüketimi geliyor. Günlük en az 2-2.5 litre su içmek, böbreklerin düzenli çalışmasına ve taş oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor. Aynı zamanda tuz ve hayvansal protein alımının da sınırlandırılması öneriliyor.
Taş geçmişi olan bireylerin düzenli olarak üroloji kontrollerine gitmeleri ve gerekli görülmesi halinde koruyucu tedavi planlarının uygulanması, yeniden taş oluşumunun önüne geçebiliyor.

Muhabir: Atilla ŞAKACI