Başlıktan da anlaşılacağı üzere bugün affetmek, bağışlamak konusunu işlemek istiyorum ki maalesef günümüz insanı bu konuda oldukça zayıf!

Bu vesile ile önce bir hatıramı sizlerle paylaşmak istiyorum. 1998 yılında ilk haccımı yapmak için mübarek topraklara gitmiştik. Haccı kırana niyet etmiştim, yapanlar bilir oldukça sorumlulukları yüksek bir hac şeklidir. 19 gün ikramda kaldık, neyse Arafat’a çıktık, öğle namazı sonrası Diyanet İşleri Başkanımız Arafat Duasını yaptı ama bozuk ses düzeninden dolayı, pek bir şey anlamadık olup bitenlerden. Oysa ağlamak, gözyaşı dökmek, bağışlanma dilenmek istiyorduk, olmadı işte. Ancak, hemen yanı başımızda ki Ankara kafilesinden bir hacı kardeşimiz, öyle yürekten ve etkili bir dua etti ki, sadece bizim kafile değil, etraftaki neredeyse bütün müminler ağlamaktan, gözyaşlarına tutamadılar, inanın bütün hacılar hıçkıra hıçkıra gözyaşı döktüler. Söylediği şuydu; “Yarabbi Sen ne büyüksün ki, benim gibi günahkâr bir insana bu haccı nasip ettin ve burada Arafat’ta günahlarımızı affedeceğini belirtiyorsun. Bende üzerinde haklarım olan herkesi affediyorum!

Bu olaydan sonra bizde Kabe’ye geldik, hac tavafımızı yapıyoruz, o kardeşimizin yaptığı gibi geçmişte de gelecekte de herkese hakkımı helal ettik ve affettik. Bu vesile ile sizlerde bir kusur etmiş isek, bizleri affedin….

ESAT COŞAN HOCAMIZDAN DİNLEMİŞTİM

Akra Fm Radyosunu özellikle otomobilimde sürekli dinlerim, Allah kendisinden razı olsun, gani gani rahmet etsin. Bir gün aynı radyoya bu af konusunu işliyordu. Bir hikâye anlatmıştı, paylaşım istedim: “Adamın biri mahşer yerinde hesaba çekiliyor, o da herkese hakkını helal etmiş, ancak günahları fazla geldiği için cehennemi gideceği belirtilmiş. Tabi ki mahzun, bir şekilde melekler kolundan tutmuş, cehenneme götürürken. Şöyle düşünmüş. Cenabı- Allah affedicidir, affedenleri de sever, umardım ki, beni de affetsin. Rabbimiz, her şeye Kadir olduğu için, bir nida ile; “Kulum, dön de bir yukarı bak!” Kul yukarı bakar ve kendi cennetini görür. Rabbim elbette affedicidir, affetmeyi sever, sen insanları affettiğin için, bende seni affettim buyurur!”

Tam anlatamamış olabilirim, eksiklerimizi Rabbim bağışlasın. Diyeceğim şu ki, “Şu mübarek ay Kur’an ayıdır. Aynı zamanda bağışlanma günleri geliyor. Kadir gecesine az bir zaman kaldı. Sonrasında ise inşallah! Bayramımız olacak. Ramazan Bayramı affedileceğimizi umduğumuz için bayram olarak bizlere bildirilmiş.

Ancak, eğer affedilmeyi bekliyorsak, affetmeyi de bileceğiz. Af en çok Müslümanlara yakışır, değil mi?

AFFI GENİŞ ALLAHIM!

Teravih Namazlarından sonra çok güzele övgüler yapardık hatırlarsınız.

“Bu ayın hürmetine ya İlahi!

Bağışla kulların cümle günahı!

Ki sensin padişahlar, padişahı,

Desin mümin olan Allah’u ekber, Allah-u Ekber!”

Evet, şükürler olsun, her şeye rağmen 11 Ayın Sultanı bütün coşkusu ile sürüyor, tabi ki sürmek isteyene.  Biz günahkâr kardeşlerimiz için de dua ediyoruz. Rabbim onlara da rahmet ve hidayet kapılarını açsın inşallah! Çünkü Allah’ın affetmeyeceği bir günah yoktur. Kul hakkı dışında…

Yarabbi, asrın insanı gerçekten çok zor zaman diliminde yaşıyor. Şeytan zincirlere vurdun ama şeytanlaşmış insanlar boş durmuyor.

İlahi bizleri, asrımız Nemrut ve Firavunlarından sen koru, nefsimizin ve şeytanın şerrinden sana sığınıyoruz. Sen ki affedicisin, bizlere afet. Bizi birbirimize düşürme, Yarattıklarının şerrinden sana sığınırız. Bizin senin kapından başka sığınacak yerimiz yok.

Bizleri bağışla, bizim elimizden tut, bizi nefsimize teslim etme Yarabbi(cc)

Unutmayalım, Allah katında en yüce kul, gücü yeterken affedendir.

Kalın sağlıcakla.