“21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil,

Öğrenmeyen, Öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve

Yeniden öğrenmeyenler olacaktır”

Alvin TOFFLER

Değerli öğrencilerimiz, velilerimiz ve değerli meslektaşlarım öğretmen arkadaşlarıma hayırlı bir eğitim öğretim yılı dileyerek yazıma başlıyorum. 2020-21 eğitim öğretim yılın geçen eğitim öğretim yılının sonunda yaşadığımız Covid-19 salgının devam etmesiyle yeni tarz eğitim modeliyle başladı. Bu yeni tarz eğitimi geçen yıl ki eğitim öğretim öneminde deneyimleyerek kapatmıştık. Bu eğitim modeli geçen eğitim döneminin ikinci yarısında online/çevrimiçi olarak tamamlanmıştı.

Milli Eğitim Bakanımız değerli Meslektaşımız ve hocamız Ziya SELÇUK yaptığı açıklamada “31 Ağustos 2021 tarihinde okullarımızı uzaktan eğitimle, 21 Eylül’den itibarense aşamalı ve seyreltilmiş bir şekilde yüz yüze eğitime geçileceğini…” söyledi.  Bakanımızın bu ve benzeri açıklamalarına dikkate aldığımızda eğitim sisteminin salgın öncesindeki haline kolay kolay dönemeyeceğini söyleyebilirim. Çünkü daha öncelerden konuşulan online, uzaktan, yapay zekâ destekli ve karma eğitim modelleri içinde istenilen ortam salgınla birlikte kendine gerekli ortamı buldu. Bu düşünülen eğitim modelleri de bu süreçte test edildi ve edilmeye devam ediyor.

Bu yazdıklarımdan şu ortaya çıkmaktadır. Zaten geçilecek olan eğitim modellerine salgın nedeniyle biraz hızlı bir şekilde geçiş yapmak zorunda kalındı. Bu geçişe hazırlıksız yakalanınca da eğitim kurumlarının tüm kademelerindeki uygulamalarda bazı aksaklıklar meydana geldi. Yaklaşık 3-4 aylık deneyimlerden kazanılan tecrübe ve alınan teknik destekle birlikte bu sene daha etkili ve verimli olacağını düşünmekteyim. Özellikle özel eğitim kurumlarının (Kolej ve Üniversiteler) bu süreçte daha etkin ve verimli olacağına inanmaktayım.

İnsanın içinde olduğu her çalışma kişinin hazır bulunuşluluğu oranında verimli olmaktadır. Çünkü insan bilgiyi almaya hazır değilse almamak için bir bahanesi vardır. Bu hazır bulunuşluluğun olması içinde öğrencinin yanında ailesi ve öğretmeninde sürece ilgisi ve yaklaşımı önemlidir. Öğrencinin bu süreçte etkili ve başarılı olması için ailesi ve öğretmeninin öğrenmeyi öğreten bir yaklaşım içinde olmaları gerekir.

İnsanoğlunun hayatta aktif olmaya başladığı andan itibaren yaşam becerileri kazandırmamız gerekmektedir. Özellikle de ilkokula başlamasıyla birlikte aile ve sınıf öğretmeninin desteğiyle bu beceriler kazandırılmalıdır. Bizim sistem son eğitim bakanımıza kadar ezberci ve sınav odaklı düşünüldüğü için öğrenmeyi öğrenen öğrenci yerine ezberlediğini aktaran öğrenci yetiştiriyordu. Son yıllarda bu durum olumlu yönde değişmeye başladı. Lakin bakanlık düzeyinde amaç haline gelen beklenti hala bazı öğretmenler ve aileler tarafından kabul edilerek içselleştirilemedi. Bu içselleştirememe nedeniyle hala çocuklarının ve öğrencilerinin test sonuçlarına bakıyorlar. Asıl önemli olan ise öğrencinin test çözüm sürecinde problem çözme becerisine sahip olup olmamasıdır. Eğer öğrenmeyi öğrenen, sorun ve problem çözmeyi bilen kısacası balık tutmayı öğrenen bireyler hangi eğitim sistemi içerisinde olursa olsun öğrenirler ve başarılı olurlar.

Bu eğitim öğretim döneminde çocuğumuzun dersi ile ilgilenmesi ve başarılı olmasını istiyorsak anne babalar olarak bize daha da büyük sorumluluklar düşmektedir. Aileler normal eğitim öğretim zamanlarında çocuklarını okula kayıt ettirirken öğretmen seçimine önem veriyordu. Artık şu bir gerçek ki eğitim eve taşındığı için ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Aile süreçte ne kadar ilgili ve model olabiliyorsa öğrenci de aynı oranda başarılı ve uyumlu olacaktır. Bu uyum ise akademik başarının yanında birçok alanda başarı ve huzuru getirecektir.

   Bu konu ile alakalı 2-3 tane daha köşe yazısı yazılabilir ki ileriki haftalarda da yazmaya devam edeceğim. Sonuç olarak şunları diyebiliriz; eğitim öğretim yeni bir tarz kazandı, burada öğrenci kadar öğretmen ve ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Ezberci ve robot öğrenci yerine düşünen, ders alan, akıl eden öğrenciler bu eğitim sisteminde başarılı olacaklardır. Özel okula giden, özel ders alan, öğrenciden ziyade öğrenmeyi öğrenmiş öğrenciler; okul hayatında ve hayat okulunda başarılı olacaklardır.