Kalp krizi denilince akla ilk olarak şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı ya da sol kola yayılan ağrı gelse de, uzmanlara göre bu klasik belirtiler her zaman görülmüyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, fark edilmeden geçirilen “sessiz kalp krizleri”nin ciddi sağlık riski oluşturduğunu ve özellikle bazı risk gruplarında bu durumun daha sık yaşandığını vurguladı.
Prof. Dr. Koylan, sessiz kalp krizlerinde göğüs ağrısı gibi klasik semptomların görülmediğini belirterek, “Bu tür krizler genellikle grip, yorgunluk ya da mide rahatsızlığı zannedilerek atlatılıyor. Kişi, kriz geçirdiğini ancak aylar sonra yapılan EKG veya kan testleriyle öğrenebiliyor,” dedi.
65 yaş üstü bireyler, kadınlar, diyabet hastaları, sigara kullanıcıları, yoğun stres yaşayanlar ve ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlar bu sessiz krizler açısından yüksek risk grubunda yer alıyor.
Baş dönmesi ve halsizlik varsa dikkat!
Prof. Dr. Koylan, sessiz kalp krizinin en sık görülen belirtilerini şöyle sıraladı:
-
Sebepsiz sırt, çene veya boyun ağrısı
-
Sürekli halsizlik ve yorgunluk
-
Mide bulantısı, şişkinlik ya da hazımsızlık
-
Aniden gelişen soğuk terleme
-
Baş dönmesi, baygınlık hissi
-
Basit aktivitelerde zorlanma
-
Göğüste hafif baskı hissi
Bu belirtilerin hafif olsa bile ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Koylan, "Özellikle kalp hastalığı açısından riskli bireyler, bu tür şikâyetlerle karşılaştığında zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmalı" diye konuştu.
Kalp krizinden korunmanın en etkili yolunun düzenli sağlık kontrolleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları olduğunu belirten Koylan, “Sigara ve alkolden uzak durmak, stresten kaçınmak, düzenli yürüyüş ve dengeli beslenme ile kalp sağlığını korumak mümkündür” dedi.
Erken teşhisin hayat kurtardığını hatırlatan Prof. Dr. Koylan, gerektiğinde EKG, troponin testi, efor testi veya ekokardiyografi gibi tetkiklerle tanı konulabileceğini belirtti.

Kaynak: İGF





