Sert zeminlerde yürüme, koşma, aşırı kilo, uzun süre ayakta kalma, yanlış ayakkabı kullanımı veya ayağın iç kavisinin çökmesi gibi faktörler, bu zarın kronik zedelenmesine ve iltihaplanmasına neden oluyor. Zedelenme ilerledikçe, vücut topuk kemiğinde yeni kemik oluşumuyla stresi azaltmaya çalışır ve bu sivri yapı “topuk dikeni” olarak adlandırılır.

BELİRTİLER NELER?

Topuk dikeninin en belirgin belirtisi, özellikle sabahları ilk adımlarda hissedilen topuk ağrısı. İlerleyen durumlarda ağrı gün boyu devam edebilir, topuklu veya sert tabanlı ayakkabılar giymek zorlaşabilir. Ağır vakalarda dinlenme halinde bile ağrı sürebilir.

Kahramanmaraş’ta SGK’dan Gözlük Müjdesi: Ücretsiz Oluyor
Kahramanmaraş’ta SGK’dan Gözlük Müjdesi: Ücretsiz Oluyor
İçeriği Görüntüle

TANI NASIL KONULUR?

Erken evrede muayeneyle tanı konulabilen topuk dikeni, MR, ultrason veya röntgenle görüntülenebilir. Ancak Doç. Dr. İnanır, topuk ağrısının iltihaplı omurga romatizması veya fibromiyalji gibi başka hastalıkların belirtisi olabileceğine dikkat çekti. Özellikle tedaviye dirençli ve topuk arkasında ağrı varsa, bu durumların araştırılması gerektiğini vurguladı.

Uygulanan yöntemler şöyle sıralandı:

  • İstirahat ve Buz Uygulaması: Ayağa binen yükü azaltır, iltihap ve ağrıyı hafifletir.
  • Tabanlık ve Gece Ateli: Halka şeklindeki tabanlıklar ve gece atelleri basıncı azaltır.
  • Germe Egzersizleri ve Fizik Tedavi: Yumuşak dokuların esnekliğini artırır.
  • Darbe Emici Ayakkabılar: Ağrıyı azaltır ve konfor sağlar.
  • Antienflamatuar İlaçlar: İltihabı baskılar.
  • ESWT (Şok Dalga Tedavisi): Yüksek enerjili ses dalgalarıyla iyileşmeyi destekler.
  • Proloterapi ve PRP: Dokuya enjeksiyonla iyileşme süreci hızlanır.
  • Akupunktur ve Lazer: Vücudun tamir mekanizmalarını uyarır.
  • Ameliyat: Nadir durumlarda, diğer tedaviler yetersiz kalırsa uygulanır.

Kaynak: İGF