Kolesterol Gerçeği: Kalp Krizi Riski Herkes İçin Aynı Değil

Türkiye'de milyonlarca kişinin endişe kaynağı olan kolesterol, tek başına kalp krizi riskini belirlemede yetersiz kalıyor. Uzmanlar, kolesterolün sadece miktarına değil, kan dolaşımındaki partikül büyüklüğüne ve diğer metabolik göstergelere bakılması gerektiğini vurguluyor. Detaylı testlerle gerçek riskin ortaya konması, kalp sağlığı açısından kritik önem taşıyor.

Kolesterol Yüksekliği Her Zaman Tehlike Mi?

Klasik kolesterol testleri, HDL (iyi kolesterol), LDL (kötü kolesterol) ve trigliserid değerlerini ölçerek genel bir tablo sunsa da kalp krizi riskini tam anlamıyla yansıtmayabiliyor. Son dönemde yapılan bilimsel araştırmalar, küçük ve yoğun LDL partiküllerinin damar duvarlarına daha kolay nüfuz ettiğini ve bu durumun kalp-damar hastalıklarına yol açtığını ortaya koydu.

Harvard Tıp Fakültesi'nin 2022'de yayımladığı araştırmada, kalp krizi geçiren hastaların yarısının klasik testlerde "normal" kabul edilen kolesterol seviyelerine sahip olduğu ancak detaylı analizlerde küçük LDL partiküllerinin yoğunlukla bulunduğu tespit edildi.

Trigliserit ve HDL Oranı: Kalp Riskinin Gizli İşaretçileri

Uzmanlar trigliserit ve HDL oranının kalp sağlığında kritik bir belirteç olduğunu belirtiyor. Trigliserit/HDL oranı 2'nin üzerinde olduğunda kalp-damar hastalığı riski artıyor. Örneğin; trigliserit 200, HDL 40 olduğunda oran 5’e yükseliyor ve bu ciddi bir tehlike sinyali olarak değerlendiriliyor.

Ancak bazı kişilerde toplam kolesterol 180 gibi “normal” kabul edilen seviyede görünebilir. Yüzeysel testler bu kişilerin risk altında olduğunu gözden kaçırabilir.

Yeni Nesil Testlerle Risk Daha Doğru Belirleniyor

Geleneksel kan testlerinin ötesinde, Lipoprotein Parçacık Boyutu Analizi gibi gelişmiş testler, kan dolaşımındaki kolesterol parçacıklarının büyüklüğünü ve sayısını ölçüyor. Bu sayede kalp krizi riskini artıran küçük ve yoğun LDL partikülleri daha net tespit edilebiliyor.

İnsülin Direnci Kolesterolü Daha Tehlikeli Hale Getiriyor

İnsülin direnci olan bireylerde HDL seviyesi düşerken trigliserit artıyor. Bu metabolik bozukluk, kötü kolesterolün damar çeperine daha kolay yapışmasına yol açıyor. Özellikle şekerli besin tüketimi fazla olan, bel çevresi geniş kişilerde risk katlanarak artıyor.

Yüksek Kolesterol Her Zaman Kötü Değil

Toplam kolesterol yüksekliği bazen yanıltıcı olabiliyor. Özellikle kadınlarda HDL seviyesinin 80’in üzerinde olması, trigliseritin 100’ün altında seyretmesi ve insülin direncinin olmaması durumunda yüksek kolesterol değerleri kalp riski oluşturmayabiliyor. (Cleveland Clinic Journal of Medicine, 2021)

Bel Çevresi ve Kalp Sağlığı İlişkisi

Bel çevresinin artması, insülin direncinin yükselmesine neden olarak LDL parçacıklarının küçülmesini ve sayısının artmasını tetikliyor. Amerikan Kalp Derneği'nin 2020 verilerine göre, bel çevresi erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm'yi geçerse kalp krizi riski belirgin şekilde yükseliyor.

Kanınızdaki “Kamyonlar” ve Kalp Sağlığınız

Kolesterolü “atık” olarak düşünürsek, onu taşıyan lipoprotein partikülleri “kamyonlar”a benzetiliyor. Önemli olan sadece toplam kolesterol miktarı değil, bu “kamyonların” büyüklüğü ve sayısı. Çok sayıda küçük “kamyon” (küçük LDL partikülleri) damar duvarına sızarak plak oluşumunu hızlandırıyor, büyük “kamyonlar” ise daha az risk taşıyor.

Uzmanlardan Uyarı: Basit Testlere Kanmayın

Kalp hastalıkları riskinizi anlamak için sadece total kolesterol seviyenize bakmak yanıltıcı olabilir. İnsülin direnci, iltihap seviyeleri, bel çevresi ve partikül boyutları birlikte değerlendirilmelidir. Sağlıklı görünmenize rağmen risk altında olabilirsiniz.

Uzmanlara Göre Nelere Dikkat Edilmeli?

Erkeklerde HDL 40 mg/dL, kadınlarda 50 mg/dL üzerinde olmalı.

Trigliserit seviyesi 150 mg/dL altında kalmalı.

· Bel çevresi erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’yi geçmemeli.

· Trigliserit/HDL oranı 2’nin üstünde ise kalp riski artar.

Kolesterol ve Kalp Sağlığı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Kolesterolün kalp krizinde tek belirleyici olmadığını artık bilmelisiniz. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve detaylı testlerle gerçek riskinizi ortaya koymak, kalp sağlığınızı korumanın temel yolu olarak öne çıkıyor.

Muhabir: Serpil KARA