Kahramanmaraş’ın yıkıma uğramış sokaklarında, sessizlik ve umutsuzluk arasında doğan bir umut hikâyesi var. 53 yaşındaki Dönüş Ağcan, 6 Şubat depremleriyle birlikte maddi ve manevi çok şeyini kaybetti. Ama ne olursa olsun kaybetmediği bir şey vardı: Umudu. Elinde yalnızca bir iğne ve bir iplik vardı. O da yetti; çünkü elleri çalışmaya, kalbi direnmeye kararlıydı.
Deprem sonrası bir konteynerde filizlenen hayat
Dönüş Ağcan, Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde, Ulucami yanında kurduğu küçük bir konteyner dükkânda hayata yeniden başladı. El emeği göz nuru iğne oyalı tülbentleri satmaya başlayan Ağcan’ın tezgâhı kısa sürede yalnızca bir satış noktası olmaktan çıktı; dayanışmanın, emeğin ve kadın direncinin bir sembolüne dönüştü.
“Depremden sonra elimde hiçbir şey yoktu. Ama elim iş tuttuğu sürece ayağa kalkabileceğimi biliyordum,” diyor Dönüş Ağcan. Bu inançla başladığı yolculukta, şimdi Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ürün gönderen bir üretici konumunda.
El emeğiyle kadınlara umut oldu
Dönüş Ağcan, sadece kendi ayakta kalmakla kalmadı. Birlikte üretme gücüne inandı, çevresindeki kadınları da bu yolculuğa kattı. Özellikle evden çıkamayan ev hanımlarına iş imkânı sundu. Kadınlar, evlerinde iğne oyası işliyor, Ağcan ise bu ürünleri satarak hem onların hem kendi ailesinin geçimine katkı sağlıyor.
“Kadın kadına destek olunca, her şey değişiyor,” diyen Ağcan, Kahramanmaraş’ta kurduğu küçük ama etkisi büyük tezgâhında, sadece tülbent değil, bir yeniden başlama hikâyesi de satıyor.
Bir iğne, bir iplik: Kadın emeğinin gücü
Ağcan’ın yaptığı iğne oyaları, büyük markaların raflarında değil; ama en samimi hikâyelerin içinde yer alıyor. Her bir oyalı tülbent, yaşanmışlığın, emeğin ve inancın bir yansıması gibi. Depremin yıktığı şehirde, kadınların elleriyle kurulan bu umut köprüsü, yalnızca ekonomik değil, sosyal olarak da büyük bir anlam taşıyor.
Bugün Dönüş Ağcan’ın konteyneri, Kahramanmaraşlı kadınlar için bir yol haritası. “Hiçbir şey kalmasa da, elimiz iş tuttuğu sürece umut vardır,” diyerek, hem kendi hikâyesini hem de birçok kadının geleceğini yeniden yazıyor.
Muhabir: SERPİL KARA




