Kahramanmaraş’ın geçmişinden bugüne sessizce gelen bir meslek, küçük bir dükkânda direnmeye çalışıyor. Ali Özen, 69 yaşında. Henüz 8 yaşındayken dayısının yanında çırak olarak başladığı semercilik mesleğini, aradan geçen 60 yıla rağmen sürdürüyor.
Şehrin 600 yıllık Semerciler Çarşısı’nda yer alan 20 metrekarelik dükkânında her sabah kepengini açan Özen, artık neredeyse unutulmaya yüz tutmuş bir zanaatin son ustalarından biri.

“ÇARŞI BOYUNCA SEMERCİYDİ, ŞİMDİ BİR BEN KALDIM”
Ali Usta'nın çocukluk hatıraları, dükkânın içinde hâlâ canlı gibi. O günleri anlatırken gözleri geçmişe kayıyor:
“Eskiden bu çarşı yukarıdan aşağıya semerciydi. Şimdi kalmadı. Akrabalarımızın çoğu da semerciydi. Biz de çocuk yaşta başladık, devam ediyoruz.”
Zaman değişti. Traktörler, motorlu taşıtlar yaygınlaştı. Semer ihtiyacı azalınca çarşının sesi de azaldı. Ama Ali Özen hâlâ orada. El emeğiyle, sabırla, geçmişten bugüne kalan son izleri yaşatıyor.

BİREYSEL ÇABA, KAYBOLAN BİR MESLEK
Ali Özen, sipariş üzerine semer dikiyor. Çünkü her semer, farklı ölçüde ve farklı hayvana göre hazırlanıyor. Yani bir nevi terzilik gibi; konfeksiyon değil, özel üretim. Raflarda birkaç hazır ürün bulunsa da çoğu müşteri özel sipariş veriyor.
Semerler yalnızca Kahramanmaraş’a değil, Gaziantep, Osmaniye gibi çevre illere de gidiyor. Ancak talep çok az. Özellikle genç kuşaktan kimse bu işin başına geçmiyor. Çırak yetiştirmek neredeyse imkânsız hâle gelmiş.
“Daha önce 4-5 eleman yetiştirdim ama hepsi bıraktı. Çünkü iş yok, geçim zor. Oğlum da benden önce bırakır bu işi,” diyor Özen.

“TEKNOLOJİ GELİŞTİ, MESLEĞE İHTİYAÇ KALMADI”
Teknolojinin getirdiği kolaylıklar, bazı zanaatların unutulmasına yol açtı. Semercilik de onlardan biri. Ali Özen, bu gerçeğin farkında ama yine de mesleğini bırakmayı düşünmüyor.
“Ben bu işi bıraktığımda yapacak kimse kalmayacak. Çünkü artık ihtiyaç da yok. Ama yine de yaşatmak istiyorum. Sağlığım el verdikçe devam edeceğim.”
Ali Usta’nın sözleri hem bir tespiti hem de bir çağrıyı içeriyor. Bu işin ustası kalmazsa, bu meslek de tarihe karışacak. Onun çabası, aslında kültürel bir belleği yaşatmak.

ZANAATKÂRLARIN SON DÖNEMİ
Türkiye'nin birçok şehrinde olduğu gibi, Kahramanmaraş'ta da geleneksel el sanatları bir bir yok oluyor. Semercilik, yalnızca bir geçim kapısı değil; bir dönem hayatın tam ortasında duran bir meslek. Yük hayvanlarının olmazsa olmazıydı bir zamanlar. Şimdi ise hatıralarda yaşıyor.
Ali Özen’in dükkânı, bu unutulmaya yüz tutmuş mesleğin son temsilcisi gibi. Her dikişte, her ölçümde geçmişi bugüne taşıyor. Belki bir gün tamamen unutulacak. Ama o güne kadar, Ali Usta orada olacak.
Kaynak: AA




