Gurgum Krallığı’nın Başkentinden Dünyaya Dağılan Eserler
Asur kaynaklarında Marqas olarak geçen Kahramanmaraş, M.Ö. 10.-8. yüzyıllar arasında hüküm süren Gurgum Krallığı'nın başkentiydi. Şehirde sistematik bir kazı yapılmamış olmasına rağmen, günümüze ulaşan pek çok eser tesadüfen veya inşaat çalışmaları sırasında keşfedildi. Bu eşsiz buluntular, hem Kahramanmaraş Müzesi'nde hem de dünyanın önde gelen sanat kurumlarında sergileniyor. Maraş haber kaynaklarında sık sık yer alan bu tarihî miras, şehrin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Kraliyet Yazıtları: Kralların Taşa İşlenen Hikâyeleri
I. Larama Steli – New York’ta Bir Anadolu Anıtı
New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde sergilenen bu bazalt taş, Gurgum Kralı I. Larama’ya ait. Yazıtında yıkılan Marqas şehrini nasıl yeniden inşa ettiğini anlatıyor. M.Ö. 10. yüzyıla tarihlenen bu eser, Anadolu hiyeroglifleriyle yazılmış 7 satırdan oluşuyor. Maraş son dakika haberlerinde, bu tür tarihî eserlerin uluslararası müzelerde sergilenmesi sıkça gündeme geliyor.
II. Halparuntiya Heykeli – Askerî Zaferlerin Tanığı
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan granit heykel, kralın kendi seferlerinden bahsettiği Luvice yazıtlarıyla süslü. Asur kaynaklarında da adı geçen Halparuntiya, M.Ö. 9. yüzyıl ortalarına tarihleniyor. Bu heykel, Maraş tarihî haberleri arasında öne çıkan eserlerden biri.
Maraş Aslanı – Gücün ve Soyun Simgesi
Kahramanmaraş Müzesi’ne 2013 yılında getirilen bu bazalt aslan heykeli, hem kraliyet soyağacını hem de tanrılara edilen duaları betimliyor. Üzerinde Gurgum Kralı III. Halparuntiya’ya ait yazıtlar bulunuyor. Bu görkemli eser, sık sık Maraş kültür haberleri ve Maraş son dakika gelişmeleri içerisinde yer buluyor.
Asatiwasu Heykeli – Bir Yetkilinin Mirası
1985’te Maraş’ta bir evin yıkımı sırasında bulunan bu heykel parçası, bir kral görevlisine ait. Asatiwasu’nun kendine ait bir arazide yaptığı inşaları anlatıyor. Günümüzde Kahramanmaraş Müzesi’nde sergileniyor. Tarihî araştırmalarla ilgilenenler için önemli bir Maraş haber başlığı olarak dikkat çekiyor.
Mezar Stelleri: Yemek Sofralarıyla Ölümsüzleşen Hayatlar
Geç Hitit dönemi mezar stellerinde yaygın olarak yer alan “yemek sahnesi” motifi, dönemin aile yaşamı ve sembolizmi hakkında derin bilgiler sunuyor. Figürler çoğu zaman ellerinde mesleklerini simgeleyen nesnelerle betimleniyor. Kahramanmaraş son dakika arkeoloji gelişmeleri arasında bu tür sahneler oldukça ilgi çekiyor.
Tarhuntiwasti Steli – Kadının Gölgesinde Yaşam
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yer alan bu stel, kraliçe Tarhuntiwasti’yi betimleyen en önemli eserlerden biri. M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenen stel, kadının sosyal konumunu da gözler önüne seriyor. Bu eser, zaman zaman Maraş haber sitelerinde kadın tarihi temalı içeriklerde yer alıyor.
Tarhupiya Steli – Yazıyla Anlatılan Bir Gençlik
Louvre Müzesi’nde bulunan bu stel, genç bir yazıcıyı gösteriyor. Elindeki kuş ve yazı tahtası, dönemin eğitim anlayışı hakkında ipuçları veriyor. Bu genç figür, Maraş tarihi üzerine yapılan araştırmaların küresel ilgisini artırıyor.
Fırtına Tanrısı Stelleri ve Diğer Buluntular
Tanrılara adanmış iki farklı Fırtına Tanrısı steli İstanbul ve Adana müzelerinde sergileniyor. Luvice yazıtlar tanrılara adaklardan ve ibadet ritüellerinden bahsediyor.
Taşlarda Gizli Bir Alfabe: Anadolu Hiyeroglifi
Kahramanmaraş’ta bulunan tüm bu eserler, Anadolu Hiyeroglifi ile yazılmış. Luvice olarak da bilinen bu yazı sistemi, sadece kraliyet değil, halk hayatını da belgeleme gücüne sahip. Arkeologlar, bu yazılar üzerinden kralların soy kütüğünü, seferlerini ve inanç dünyasını ortaya koyuyor.