Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin deprem gerçekliğiyle yüzleşmesi gerektiğini belirterek, devletin yalnızca deprem sonrasında değil, öncesinde de harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. “Koruyucu devletçilik” anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Ercan, özellikle dar gelirli yurttaşların yaşadığı, depreme dayanıksız yapıların vakit kaybedilmeden dönüştürülmesini önerdi. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yapılan hızlı yapılaşmayı örnek göstererek, aynı refleksin yıkım yaşanmadan önce de gösterilebileceğini dile getirdi.
DEPREM GERÇEĞİYLE YAŞAYAN BİR ÜLKEYİZ
Prof. Dr. Ercan, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın milyonlarca yıldır sismik olarak aktif olduğunu belirterek, “Asya ile Avrupa arasında yer alan Anadolu Yarımadası, 2 milyar yıldır kırılıyor. Bu gerçeklikte, bir gün depremlerin tamamen biteceğini beklemek yanıltıcıdır” dedi. Türkiye’de her üç yılda bir büyük depremin yaşandığını söyleyen Ercan, farklı bölgelerde yıkım eşiklerinin değiştiğini de belirtti. Doğu Anadolu’da 5.5, Orta Anadolu’da 5.8, Batı Anadolu’da ise 6.2 büyüklüğündeki depremlerin yıkıcı olabileceğine dikkat çekti.
DEPREM ÖNCESİ HAREKET ŞART: “YIKILMADAN YIKIN”
“Depremler nerede ve hangi büyüklükte olacak, artık biliyoruz” diyen Ercan, bilinmeyen tek şeyin depremin zamanı olduğunu vurguladı. Ancak bu durumun, önlem almamak için bir gerekçe olamayacağını ifade etti. Ercan, yapı jeofiziği ve inşaat mühendisliği sayesinde hangi yapıların hangi depremde yıkılacağının da bilimsel olarak öngörülebildiğini belirterek, "Devlet, bu yapıları depremi beklemeden kendi eliyle yıkmalı, yerine sağlamlarını yapmalıdır" dedi. Bu yaklaşımın “koruyucu devletçilik” anlamına geldiğini söyleyen Ercan, bu anlayışın bir halkçı yönetim sorumluluğu olduğunu vurguladı.
KORUYUCU DEVLETÇİLİK
— Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan (@ovgunaercan) November 18, 2025
PROF DR ÖVGÜN AHMET ERCAN, Jeofizik Mühendisi
Türkiye yönetimi 6 Şubat 2023 depreminde 4 milyon kişinin etkilendiği 57.000 kişinin öldüğü Kahramanmaraş Onbiril depreminin yaralarını sarmak üzere Adıyaman‘da TOKİ aracılığıyla 340 bin konutun yapılıp ölen… pic.twitter.com/Ii1Ub2A6qD
DEVLETİN GÖREVİ: VATANDAŞI ÖLMEDEN KORUMAK
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 57 bin kişinin ardından yapılan 340 bin konutluk TOKİ çalışmasını olumlu bulduğunu belirterek, “Bunu iki yılda yapabiliyorsak, deprem olmadan da yapabiliriz” dedi. Ercan’a göre asıl hedef, insanların ölmeden önce güvenli konutlara kavuşturulması olmalı. Özellikle dar gelirli vatandaşların, kötü zeminlerde ve dayanıksız yapılarda yaşamak zorunda bırakılmaması gerektiğini vurguladı. “Devlet, kimsesizlerin kimsesidir” diyen Ercan, bu yaklaşımın toplumsal sorumluluk kadar ekonomik bir zorunluluk da olduğuna dikkat çekti.
DEPREMİN EKONOMİK MALİYETİ: ÖNLEMDEN DAHA PAHALI
Depremlerin devlete olan maliyetine de değinen Ercan, Türkiye’de bir depremde hayatını kaybeden bir kişinin ülke ekonomisine 1,5 ila 2,5 milyon dolar arasında yük getirdiğini söyledi. Bu nedenle afet sonrası yapılan harcamalardan çok, afet öncesi alınacak önlemlerin daha az maliyetli ve daha insani olduğuna işaret etti. Ercan, “Toplumun ve ülkenin çıkarlarını önceleyen her yönetim, bu yolu izlemelidir” diyerek sözlerini tamamladı
Kaynak: HABER MERKEZİ




