Uzmanlardan Kadınlara Kansızlık Uyarısı: “Normalleştirmeyin, Mutlaka Tedavi Edin”
Kadın sağlığı alanında önemli uyarılarda bulunan uzmanlar, kansızlık (anemi) sorununun özellikle gebelik öncesi dönemde mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı. Antalya’da düzenlenen 15. Türk-Alman Jinekoloji Kongresi’nde konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Üstün, kadınların çoğunlukla yoğun adet kanamalarını ve kansızlıklarını ‘normal’ olarak değerlendirdiklerini ancak bunun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
“Kadınlar Kansızlığı Kanıksıyor, Bu Çok Tehlikeli”
Prof. Dr. Üstün, kongre kapsamında yaptığı açıklamada, “Kadınlar aşırı kan kaybı yaşasa da bunu olağan bir durum gibi görüyor. Oysa kansızlık, iş yaşamında performans düşüklüğü, yorgunluk, baş dönmesi gibi ciddi semptomlara yol açar. Gebelik planlayan her kadının bu sorunu mutlaka çözmesi gerekiyor,” dedi.
Demir takviyesinin yanı sıra C vitamini ile desteklenmesi gerektiğini belirten Üstün, “Portakal suyu gibi C vitamini içeren gıdalarla demir emilimi artırılabilir,” ifadelerini kullandı.
Endometriozis Kadınları Sessizce Etkiliyor
Toplantıya katılan ve endometriozis cerrahisinde dünya çapında uzman olarak tanınan Dr. Ceana Nezhat ise, “Endometriozis, rahim içi dokusunun rahim dışında gelişmesiyle oluşur ve çoğu zaman pelvik ağrıyla kendini belli eder. Ancak tanı konulması yıllar sürebiliyor,” dedi. Bazı hastaların 11-12 farklı doktora gitmek zorunda kaldığını vurgulayan Nezhat, bu hastalığın organlara zarar verebileceğini, hatta astım benzeri belirtiler bile gösterebileceğini söyledi.
“Gebelik Öncesi Anemi Tedavi Edilmezse, Risk Artıyor”
Prof. Dr. Yusuf Üstün, gebelik öncesinde aneminin tedavi edilmemesinin anne ve bebek sağlığı açısından ciddi risk oluşturduğuna dikkat çekerek, “Kansızlık, hem annenin sağlığını hem de bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden planlı gebeliklerde bu konu mutlaka dikkate alınmalı” diye konuştu.
Anne Ölümlerinde Kalp Hastalıkları İlk Sırada
Toplantıda kadın sağlığına dair diğer önemli konular da ele alındı. Prof. Dr. Üstün, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de anne ölümlerinde kalp-damar hastalıklarının ilk sıraya çıktığını belirtti. Ayrıca, doğum sonrası kanamaların artık daha az ölümcül hale geldiğini ifade etti.
Epilepsi Hastası Gebeler İlaçlarını Kesmemeli
Epilepsi hastası kadınların gebelik sürecinde kullandıkları ilaçları doktor kontrolü olmadan kesmesinin büyük risk taşıdığına dikkat çeken Üstün, “Bu ilaçların bazıları bebek üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir ancak bilinçsizce bırakıldığında anne hayatı tehlikeye girebilir. Mutlaka uzman kontrolünde olunmalı” dedi.
İdrar Kaçırma Sorunu da Görmezden Gelinmemeli
Kadınlarda yaygın görülen idrar kaçırma şikâyetinin de genellikle ‘kabullenildiğine’ değinen Prof. Dr. Üstün, “Bezle dolaşmak çözüm değil. Bu durum çok basit ameliyatlarla düzeltilebiliyor. Ayrıca pelvik taban egzersizleriyle de önemli iyileşmeler sağlanabilir” şeklinde konuştu.
Gerektiğinde Görüntüleme Yöntemleri Kullanılmalı
Gebelikte yapılan görüntüleme tetkiklerinin de gerektiği durumlarda güvenle kullanılabileceğini belirten Üstün, “Tomografi gibi görüntüleme işlemleri sırasında bebek kurşun önlükle korunabiliyor. Hekim önerdiyse korkulmamalı” dedi.
Sezaryen Gerektiğinde Hayat Kurtarır
Sezaryen doğum konusunda da açıklamalarda bulunan Üstün, “İsteğe bağlı sezaryen önerilmez ama annenin ya da bebeğin hayatı risk altındaysa bu bir zorunluluktur. Bu operasyon bir hayat kurtarma yöntemidir” ifadelerini kullandı.
