Dünyada birçok inanç sistemi zaman içinde dönüşüm geçirse de, bazı yapılar var ki gizemini yüzyıllarca korumayı başarmıştır. Bunlardan biri de Dürzîliktir. 11. yüzyılda ortaya çıkan bu dini yapı, İslam kökenli bir mezhepten evrilen, fakat zamanla özgün bir inanç sistemine dönüşen kapalı bir topluluktur. İnanç esaslarının büyük bir kısmı yalnızca iç gruplara açıklanır. Bu da Dürzîleri, hem akademik çevrelerde hem de genel kamuoyunda ilgi çekici bir konu haline getirmiştir.

Dürzîlik Nasıl Ortaya Çıktı?

Dürzî inancı, 11. yüzyılda Mısır’da hüküm süren Fatımi Halifeliği döneminde, Şii İsmaili mezhebi temel alınarak doğmuştur. Bu mezhebin kurucularından kabul edilen Hamza bin Ali, dönemin halifesi el-Hâkim bi-Emrillah’ı ilahi bir varlık olarak nitelendirerek inanç sistemini yeniden şekillendirmiştir.

İlk bakışta Şii İslam’dan türemiş gibi görünse de, zaman içinde İslam’dan ayrılmış, kendi kuralları ve mistik öğretisiyle bağımsız bir yapıya dönüşmüştür.

“Dürzî” Adı Nereden Geliyor?

"Dürzî" kelimesi, inancın erken dönem vaizlerinden Muhammed bin İsmail ed-Derezî’den türetilmiştir. Ancak ilginçtir ki bu isim, Dürzîler tarafından kabul edilmemektedir. Çünkü ed-Derezî, öğretileri aşırı şekilde yorumladığı ve topluluğu yanlış temsil ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir.

Topluluk kendini “el-Muvahhidun” yani Tevhid Ehli olarak adlandırır. Bu isim, onların tek tanrı inancına verdiği önemin altını çizer.

Dürzîler Müslüman Sayılır mı?

Dürzîlik, Şii-İsmaili kökenli olmasına rağmen, İslam’ın klasik öğretilerinden ayrılmıştır. Kur'an'a ve İslam'ın bazı temel prensiplerine farklı yorumlar getirmişlerdir. Örneğin, beş vakit namaz, oruç ya da hac gibi ibadetler Dürzîlikte sembolik anlamlarla ele alınır ya da hiç uygulanmaz.

Bu farklılıklar nedeniyle, İslam dünyasında çoğunlukla İslam dışı bir inanç sistemi olarak kabul edilir.

Dürzî İnancı Ne İçeriyor?

Dürzîlik, oldukça kapalı ve ezoterik bir inanç sistemidir. Bu nedenle dış dünyaya fazla bilgi sunmazlar. Ancak bilinen bazı temel ilkeleri vardır:

  • Tevhid (Tek Tanrı İnancı): Tanrı’nın birliği esastır.

  • Reenkarnasyon: Ruhun ölümsüz olduğuna ve sürekli olarak yeni bedenlere geçtiğine inanılır.

  • Alegorik Yoruma Dayalı Kutsal Kitap İnancı: Kur’an’a inanırlar fakat anlamını yalnızca sembollerle çözmeye çalışırlar.

  • Kadere İman: Her şeyin Tanrı'nın bilgisi dahilinde olduğuna inanılır.

  • Gizlilik ve Kapalı Toplum Yapısı: İnanç detayları yalnızca “akıllı” olarak adlandırılan özel gruplarca bilinir.

İbadet şekilleri, bilgi paylaşımı ve evlilik gibi sosyal pratikler yalnızca topluluğun kendi içinde gerçekleştirilir.

Dürzîler Günümüzde Nerelerde Yaşıyor?

Bugün Dürzî toplulukları, Orta Doğu’nun farklı coğrafyalarında varlıklarını sürdürmektedir. Nüfusları az olmakla birlikte, yaşadıkları bölgelerde hem siyasi hem de kültürel açıdan önemli roller üstlenmektedirler.

  • Lübnan: Şuf Dağları ve Bekaa Vadisi’nde önemli Dürzî nüfusu yer alır. Lübnan siyasetinde etkin konumdadırlar.

  • Suriye: Süveyda bölgesi, Dürzîlerin tarihi ve kültürel merkezidir.

  • İsrail: Golan Tepeleri, Galile ve Karmel Dağları, İsrail vatandaşı Dürzîlerin yoğun yaşadığı alanlardır.

  • Ürdün: Özellikle başkent Amman çevresinde Dürzî topluluklar bulunmaktadır.

Siyasi ve Kültürel Etkileri

Dürzîler, nüfuslarının azlığına rağmen yaşadıkları ülkelerdeki siyasi yapılarda belirgin bir yer edinmişlerdir. Lübnan'da kabine sistemi içinde kendi temsilcilerine sahiptirler. İsrail'de ise orduya gönüllü katılan tek Arap topluluk olmalarıyla dikkat çekerler.

Dürzîler ve Dışa Kapalılık

Bu topluluğun en belirgin özelliği, inanç sisteminin sırlarını dışa kapalı tutmasıdır. Dışarıdan evlilik, topluluğa katılım ya da kutsal metinlerin yorumlanması neredeyse imkansızdır. Bu durum hem onların kültürel bütünlüğünü korumasına yardımcı olmuş hem de gizemlerini günümüze kadar taşımıştır.

Muhabir: Yaşar Onur TÜRKÖN