Küresel piyasalarda yaşanan hareketlilikle birlikte altın fiyatları, yeni haftaya yükselişle başladı. Cuma günü yaşanan düşüşün ardından toparlanmaya başlayan gram altın, yatırımcıların dikkatini çekti. Anadolu Ajansı muhabirlerinin edindiği bilgilere göre, ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmeleri ve kritik enflasyon verileri, altın piyasasının seyrini belirleyecek temel faktörler arasında yer alıyor.
Yatırımcıların güvenli limanı olarak görülen altın, yeni haftaya değer kazanarak girdi. Haftanın ilk işlem gününde gram altın, yükselişle başlayarak 4 bin 191 liradan işlem görüyor. Cuma günü ons fiyatındaki düşüşe paralel yüzde 1,5 azalışla 4 bin 174 liradan kapanan gram altın, yeni güne yüzde 0,4 değer kazanarak başladı. Saat 10.00 itibarıyla bu seviyede seyrini sürdürüyor. Piyasada çeyrek altın 6 bin 903 liradan, cumhuriyet altını ise 27 bin 496 liradan alıcı buluyor.
Ons Altın 3.324 Dolar Seviyesinde: Küresel Gelişmeler Takipte
Altının ons fiyatı da yeni güne yüzde 0,2 artışla başladı ve 3 bin 324 dolardan işlem görüyor. Küresel piyasalardaki gelişmeler, altın fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Özellikle bugün gerçekleştirilmesi planlanan ABD ile Çin arasındaki tarife görüşmeleri, küresel çaptaki risklerin bir nebze azalmasına katkı sağlayabilir. Ancak ABD yönetiminin korumacı ticaret politikalarındaki değişkenlik, yatırımcıların temkinli hareket etmesine neden oluyor.
ABD Enflasyon Verileri ve Fed Projeksiyonları Odağında
Analistler, ABD-Çin ticaret görüşmelerinin yanı sıra, ABD'de çarşamba günü açıklanacak enflasyon verilerinin de yatırımcıların odağında bulunduğunu belirtiyor. Bu verilerin, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) gelecekteki para politikası projeksiyonlarına ilişkin önemli ipuçları verebileceği kaydediliyor.
Yurt dışından takip edilecek diğer önemli verinin ABD'de açıklanacak toptan stoklar verisi olduğunu ifade eden analistler, teknik açıdan altının ons fiyatında 3 bin 400 dolar seviyesinin direnç, 3 bin 280 dolar seviyesinin ise destek konumunda olduğunu vurguladı. Altın piyasasında gözler, küresel ekonomik ve siyasi gelişmelerle birlikte açıklanacak makroekonomik verilere çevrilmiş durumda.