Doğu Anadolu Bölgesi’nin önemli illerinden biri olan Ağrı, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış köklü bir geçmişe sahiptir. Arkeolojik bulgular, yazılı kaynaklar ve rivayetler, Ağrı’nın çok kültürlü yapısını gözler önüne serer. Bugün Ağrı’da yaşayan halkın kökenleri de bu uzun tarihsel süreç içerisinde şekillenmiştir.

Ağrı ve çevresi, tarih öncesi dönemlerden itibaren yerleşime açıktı. Neolitik Çağ’dan itibaren tarım ve hayvancılıkla uğraşan toplulukların izleri, ilin farklı noktalarında görülmektedir. MÖ 9. yüzyılda Urartular bölgeye hakim olmuş, Ağrı Dağı eteklerinde kaleler ve sulama kanalları inşa etmiştir. Daha sonra Persler Anadolu’ya genişleyerek Ağrı’yı topraklarına katmış, bölgenin ticaret yollarında önemli bir geçiş noktası haline gelmesine katkı sağlamıştır.

  1. yüzyılda Selçukluların Anadolu’ya girişinin ardından, Malazgirt Zaferi ile birlikte Oğuz boylarının yerleşimi hızlanmış, bölgede Türk ve Kürt toplulukları bir arada yaşamaya başlamıştır. Osmanlı döneminde ise Ağrı tamamen Osmanlı idaresine katılmıştır. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Ağrı, Kars’tan ayrılarak 1927 yılında Türkiye’nin 63. ili olmuştur. Bu süreç, ilin sosyo-ekonomik gelişimini ve bölgesel önemini artırmıştır.

Ağrı’nın coğrafyası da benzersizdir. Doğu Anadolu’nun Yukarı Murat-Van Bölümü’nde yer alan il, 11 bin kilometrekareyi aşan yüzölçümüyle geniş bir alana sahiptir. Sert kara iklimiyle bilinen şehirde kışlar uzun ve yoğun kar yağışlı, yazlar kısa ve serin geçer. 5.137 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağı, ilin doğal simgesi olurken, Tendürek ve Süphan Dağı da bölgedeki yüksek zirveler arasında yer alır. Ağrı Dağı’nın yaklaşık %65’i Ağrı’da, %35’i ise Iğdır’da bulunmaktadır. Bu durum her iki il için de turizm ve kültürel açıdan önem taşır.

İklim, tarım ve hayvancılığı doğrudan etkiler. Ağrı’da kış genellikle kasım ortasında başlar ve nisan sonuna kadar sürer, sıcaklıklar -30 dereceye kadar düşebilir. Tarımda buğday, arpa ve patates öne çıkarken, hayvancılık hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğiyle öne çıkar. Yaz ayları kısa olduğundan tarımsal üretim ve otlak kullanımı sınırlıdır.

IDEA Jeneratör: 70 Ülkeye Açılan Güvenin ve Gücün Adı
IDEA Jeneratör: 70 Ülkeye Açılan Güvenin ve Gücün Adı
İçeriği Görüntüle

Ağrı halkının kültürel yapısı, Türk ve Kürt kültürlerinin birleşimiyle oluşmuştur. Düğünler, halk oyunları, yöresel kıyafetler ve mutfak kültürü şehrin sosyal yaşamını renklendirir. Ağrı Dağı’na yönelik tırmanış organizasyonları, ilin turizm potansiyelini artırmaktadır. Eğitim alanında ise Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, bölgedeki genç nüfusa eğitim imkânı sunmaktadır.

Göç, Ağrı’nın sosyal yapısını şekillendiren önemli bir faktördür. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Ağrı nüfusuna kayıtlı olup il dışında yaşayanların sayısı 817.543 kişidir. İstanbul’da ise 234.159 Ağrılı ikamet etmektedir. İzmir, Kocaeli, Bursa ve Ankara gibi illerde de Ağrılı nüfusu yoğundur. Bu göç hareketi, ekonomik fırsatlar, iş imkanları ve sosyal hizmetlere erişim isteğiyle doğmuştur.

Ağrı’nın hem tarihsel hem de doğal değerleri, ilin Doğu Anadolu’daki stratejik önemini artırmaktadır. Tarih boyunca Urartular’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet döneminden günümüze uzanan bu süreç, Ağrı’yı kültürel zenginliği, sert iklimi ve dağlarıyla Türkiye’nin öne çıkan illerinden biri hâline getirmiştir.

Kaynak: HABER MERKEZİ