Dünyayı kasıp Kavuran kısa sürede binlerce cana kıyan Koronavirüs, Onlarca ocağı söndürdü.

Sadece ekonomiyi değil, sosyal hayatı da altüst etti.

Korona salgını sayesinde sağlımızın ne kadar önemli bir varlık olduğunu yeniden fark ettik.

Bilim ve teknolojinin önemini, modern tıbbın vazgeçilmezliğini yeniden fark ettik.

Ne yazalım, ne yapalım, böyle günlerde?

Yazı yazmak da zor. 

“Kasap et, koyun can derdinde” dediğimiz bir zamandayız.

Hepimizin risk altında olduğu günleri yaşıyoruz.

Çin’de ilk çıktığında muhtemelen öyle çok da korkutucu boyutlarda değildi.

İlk birkaç hafta yaşanan ölümlerden sonra bile insanlar Çin dışına çıkacağına çok ihtimal vermiyordu… Ama işin seyri değişti.

Koronavirüs şimdi sadece Çin’in değil, artık tüm dünyanın ortak problemi!

Virüsün salgın olmaktan çıkarılıp pandemi (yani tüm herkesi ilgilendiren bir hastalık) olması bunun en belirgin işareti.

Üstelik, şu anda belki de bu virüse karşı en az tehdidi yaşayan ülke Çin oldu.

Vaka sayısı da ölümler de bir hayli düştü.

Dün itibariyle tespit edilen vaka neredeyse yok denecek kadar geriledi!

Esas tehlike şimdi dünyanın geri kalınında kol geziyor!

Özellikle de Avrupa… Sonra biz…

Türkiye virüse karşı en iyi direnin ülkelerden birisi.

Sağlık bakanlığı bugüne kadar müthiş bir çalışma yürüttü.

İlgili bakanlıklar bu konuda ciddi bir sınav verdi.

Yurda girişler, tedbirler konusunda önlemler yerindeydi.

Uzmanlar zaten gerekli uyarıları yapıyor.

 Tüm önlemler üst düzeye çıkarıldı.

Fakat tüm bunlara rağmen hala uyarıları dikkate almayan, virüse engel olunmasının önüne geçecek önlemleri yapmayan insan sayısı fazla!

Bu işin hiç şakası yok!

Biz önlemlerimizi bireysel olarak alacağız.

Etrafımızdaki insanların da almasını sağlayacağız!

Ama bu önlemleri alırken de hak, hukuk, insanlığı bir kenara bırakmayacağız.

Bu bir kıtlık değil, virüs salgınıdır.

Her şeye rağmen yiyecek, içecek bir şeyler bulmaya devam edeceğiz.

İnsanların hastalanması ile yiyecek, içecek, hijyen ürünlerinin tükenmesini bir tutmaya gerek yok. Böyle bir şey yaşanmayacağına inanıyorum.

Kahramanmaraş’ta şu an her şey normal.

Sokaklar neredeyse boş, boş gezenlerde Lütfen işin ciddiyetine varsın.

 Ama virüsün dünyayı kasıp kavurduğu görülünce de “Vaka yok.” Deyip bunun rahatlığı ile hareket etmek ise çok hayati bir hata olur!

Varsa bu işin yayılmamasını sağlayacağız.

Olmasının önüne geçerken olduğunda ise ciddi bir bilinç ile hareket edeceğiz.

Şüphe varsa kaçmak yerine hemen ilgili hastaneye başvuracağız.

Kaçmak çare olsaydı Çin bu salgından kurtulan ilk ülke olurdu.

Ama salgının başlamasıyla yaptıkları kaçış ülke için tam bir felakete döndü.

Hastalığı bu kez dört bir yana bulaştırdılar.

Biz bu hataya düşmeyelim.

Tedbiri bırakmayalım.

İnsanlığımızdan olmayalım.

Günlerdir önemli uyarılar yapılıyor.

“Evde Kal” çağrıları ile mümkün mertebe dışarı çıkmayın deniliyor!

Bu süreçte bize düşen tedbiri almak.

Rahatlık, başıboşluk büyük bir felaketin küçük tetikleyicisi olacak.

Bu işin Şakası Ölümdür, Ölüm.

Evde Kal Türkiyem, Evde Kal Kahramanmaraş’ım.