Suriye’de Fıratın doğusu ABD ve onun piyonları PKK, YPG, DSG için stratejik öneme sahip. Çünkü ABD’nin bu bölgeye yerleştirdiği terörist grupları burada eğiterek, silahlarla güçlendirerek bu terörist gruplara yaşam alanı sağlamıştır. Dahası var, bu terörist paçavraları ile ileride yapmayı planladığı Suriye’yi, Türkiye’yi, Irak ve İran’ı da kapsayan ülkelerden toprak gaspı yaparak kendine amade bir devletçik kurmak. Bu devletçik ile Orta Doğu bölgesinde kendisi ile birlikte hareket etmeyecek ülkelere karşı tampon bir güç oluşturmak, aynı zamanda Türkiye, İran, Suriye ve Irak zayıflatılmış, parçalanmış haliyle ABD’nin çıkarlarına daha çok hizmet ettireceğini biliyor.  En önemlisi de Orta Doğuda Rusya ve Çine karşı çok önemli bir pozisyon yakalamış olacak. Tabi ki zikrettiğim ülkeler ABD’nin bu ayak oyunlarını, sinsi planlarını görüyorlar. Bugün olduğu gibi zayıflatılmış Suriye ve Irak ABD’nin emrine girmiş, topraklarında artık ABD’li askerler cirit atıyor. Bu iki ülke de ABD’ye karşı hiçbir şey yapamıyorlar! Bu ABD’nin Ali Cengiz oyunları bozmak için Türkiye Fıratın doğusuna girmek mecburiyetindedir. Hem bölgenin kaoitk ve terörden temizlenmesi için hem de Türkiye’ye ileride başını ağrıtacak terörist devletlerce ve gruplarca oluşma ihtimali olan saldırılara karşı sınır güvenliğini sağlamak mecburiyetindedir.

74.BM genel kurulunda ABD başkanı Trump daha dün söyledi. Her ülkenin sınır güvenliğini sağlama hakkı var dedi. Tabi ki bunu kendisi Meksikalı vatandaş göçüne, diğer göçmen hareketine engel olmak için söyledi. Kendileri yapınca haktır, hakkıdır ama biz yapmaya kalkarsak olmaz! diyor….Tabi Trump’ı dinleyince “Ya oğlum git diyesi geliyor insanın!…”

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölgenin derinliğinin 40 km olmasını isterken ABD, Türkiye’nin kontrolünün 15 km ile sınırlı kalması gerektiğini söylüyor. Amerika’nın güvenli bölge ile yapmak istediği şey, Türkiye’yi oyalayarak PKK-YPG’nin güçlenmesini sağlamak. ABD, geçmişte de Türkiye’nin bu tür faaliyetlerini hep böyle oyalama taktikleriyle durdurmuştu. Amerika’nın işte “Fırat’ın doğusuna operasyon yapmayacaksın”, “operasyon yaparsan bu sınırları aşmayacaksın”, “şu hatları geçmeyeceksin” gibi talepleri, aslında PKK’nın güçlenmesi ve PKK’nın eğitimi için zaman kazanılması için yapılan hareketlerdir. Bu yüzden Türkiye’nin Amerika’nın bu oyununa kesinlikle gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. Amerika’ya güvenmek, aslında bir vakit kaybıdır. Güvenli bölge, aslında PKK’nın sınırlarını belirleyen bir çizgidir. Bunun dışında Türkiye’nin çıkması istenmemektedir.

Suriye’nin kuzeyinde bu güvenli bölgenin alanıyla ilgili olarak Amerika, Suriye’nin kuzey tarafında boydan boya 15 km demiyor. Amerika, “Sen kimi yerlerde 3 km, kimi yerlerde 5 km, kimi yerlerde ise 15 km derinliğinde bir alanı kontrol edebilirsin,” diyor. Böyle bir sınır çiziyor, boydan boya çizmiyor. Aslında oradaki PKK’nın sınırlarını çiziyor. Bu da PKK’nın bir kontrollü ve otonom bölge kazanmasını sağlayacak. Dolayısıla bu, PKK’nın devletleşmesi için bir altyapı hazırlayacak. Türkiye’nin, Amerika’nın güvenli bölge ve ortak devriye oyununa gelmemesi gerekiyor. Geçmişte hatırlarsanız, güvenli bölge ile ilgili olarak 1991 İran-Irak Savaşı’nda ABD, 36. paralelin üstünde bir güvenli bölge kurdurmuştu ve Irak Hükümeti’ne “orayı geçmeyeceksin” dedi. Sonra orada bir Kürt oluşumunu kurdurdu. Aynı şeyi şu anda Suriye’nin kuzeyinde yapmak istiyor. Amerika’nın amacı, Suriye’yi bölerek orada bir Kürdistan’ın oluşturulması için PKK’nın devletleşmesini sağlamak."

Aslında ABD karşıtı ülkelerin Türkiye’ye destek açıklaması yapması gerekir ama zavallılar korkuyor …Bazı cesur yürek ülkeler var aslında,  Rusya, Çin, Venezuella, Kuzey Kore, İran bunlar birlikte hareket edebilir. Ama nedense sus pus olmuş izliyorlar…

Türkiye'nin YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de ‘terör örgütü’ olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu tezini kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.

ABD’nin güvenli bölge projesi içinde PKK terör örgütü varken, Türkiye’nin bu oluşumda yer alması Türkiye’nin kendisiyle çelişmesi anlamına gelir. Bu küçük, söylemsel bir çelişki değil Türkiye’nin ulusal güvenliğine dair temel bir çelişki olur. Türkiye’nin tezi çok net: PKK-YPG terör örgütünün olduğu yerde ben bulunmam! Ama IŞİD’e karşı bir koalisyonun bir parçasıyım diyor.

ABD’nin Orta Doğu bölgesinde gözüne kestirdiği ülkelerde önce demokrasi bahanesiyle girdiği Irak istediği kıvama gelmiştir. Şimdi Suriye ile ilgili planını uyguluyor burada da piyon çetelerden, teröristlerden medet umarak bunları kendi haline bırakmadan bizzati eğit-donat yaparak hatta bugün olduğu gibi sözcülüğünü ve savunmasını yaparak Suriye’de kurmak istediği devletçik için var gücüyle mücadele ediyor. Üç sene öncesine kadar kontrol etmediği geniş bir toprakta kontrol sağlamanın getirdiği başta petrol kaynağı olmak üzere ekonomik avantajları var. Su kaynakları, tarım havzaları,... Üçüncüsü bölgedeki tarım alanlarını kontrol ediyor ve dördüncüsü ticareti kontrol ediyor. Elde ettiği gelir çok yüksek değil ama onun için önemli bir miktar. Bugün 70-80 bin silahlı terörist güçten bahsediliyor ki bu da üç sene önce 20 bin civarındaydı. Bunları diğer iki ülke İran ve Türkiye için kullanacak, aynı şekilde teröristlerle zayıflat, iç kaos başlat sonra da Türkiye ve İrana  demokrasi, huzur vaadiyle girmeyi planlıyorlar….Bu nedenlerle Türkiye Fırat’ın doğusuna acile operasyon başlatmalı…Ulan ABD 11.000 km uzaktan gelip bölgemizde istediğin gibi at koşturuyosun ya! Bunu hazmedemiyorum! Bu baş emperyaliste karşı bize uzak duran İran, Çin ve Rusya büyük destek olsanız iyi edersiniz! 

Bir yönüyle baktığınızda TSK’nın ya da Türkiye’nin kuvvet kullanma seçeneğini masaya koyduğu zaman Suriye’de dengeleri nasıl değiştirebildiği iki kez görüldü. Biri Fırat Kalkanı, diğeri Zeytin Dalı’nda... Aslında iki değil, iki buçuk da diyebiliriz, biri de İdlibde... Dolayısıyla Türkiye’nin olası bir operasyona kalkışmasını engellemek için ABD alelacele bir heyet gönderdi. Türkiye’yi yıllardır oyalayan aslında ABD ateşle oynuyor  bu terör paçavralarının ayağına dolandığında görebilecek miyiz!

Dünya ülkeleri nezdine ABD’nin terör örgütleriyle nasıl kol kola olduğunu gösteremedik! Tabi ki dünya ülkeleri üç maymunu oynuyorlar… Oynasınlar bakalım elbet bir gün bunlar da maymunlar cehennemine düşerler…ABD Uçaklar dolusu, Tırlar dolusu silahları teröristlere götürürken dünyayı ayağa kaldırabilseydik… Özgürlükten dem vuran ABD bakın mazlum ülkelerin özgürlüğünü nasıl gasp ediyor diyebilseydik!...

ABD’li alçakların eşzamanlı olarak da CENTCOM Komutanı’na bağlı bir takım alt birimler Fırat’ın doğusuna gittiler. Burada da YPG’ye üst perdeden “Yanınızdayız” mesajı verdiler. Bu destek mesajı YPG tarafından hem uluslararası kamuoyuna “ABD bize destek veriyor, siz de desteğinizi kesmeyin” şeklinde bir mesaj, hem de iç mekanizmasına “Safları sıkı tutun, ABD arkamızda. Türkiye’ye karşı bize bir koruma kalkanı oluşturuluyor, merak etmeyin” demesini sağladı. Bir yandan Türkiye’ye “Dur bir çözüm buluruz”, diğer yandan YPG’ye “Merak etme yanındayız” mesajının eşzamanlı verildiğini söyleyebiliriz.

Türkiye yumruğunu masaya vurup kardeşim benim ulusal güvenliğimi, toprak bütünlüğümü tehdit ediyorsunuz ben buna müsaade etmiyorum diyerek derhal operasyona başmalıdır. Zaten Türk askeri o bölgeye girdiğinde ABD’nin bir araya topladığı binlerce teröristler nasıl çil yavrusu gibi dağılır görürsünüz…

Hey ABD sana verdiğimiz süreyi kırk kere doldurdun oyun bitti demeliyiz!