İsrail ile İran arasındaki tırmanan gerilim, küresel piyasaları dalgalandırırken, Türkiye'nin ve özellikle Kahramanmaraş'ın geleceğine dair endişeleri de beraberinde getiriyor. Daha önce Suriye iç savaşında yoğun bir mülteci akınıyla karşılaşan bölge, şimdi olası bir İranlı göç dalgası ihtimalini masaya yatırıyor. Özellikle Gaziantep'teki Suriyeli nüfusun yol açtığı sorunlar hafızalardaki tazeliğini korurken, Kahramanmaraş'ta "Bu kez İranlılara kapılar açılacak mı?" sorusu kent gündemini meşgul ediyor.
İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırılar, İranlı vatandaşları can güvenlikleri için ülkelerini terk etme arayışına itti. Türkiye ile dört ayrı sınır kapısı bulunan İran'dan olası bir göç dalgası ihtimali, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni alarm durumuna geçirdi. Bölgedeki ticari potansiyeli, yüz ölçümü ve sunduğu imkanlarla öne çıkan Kahramanmaraş, bu potansiyel göçün en önemli adreslerinden biri olarak görülüyor.
Kahramanmaraşlı sanayiciler, olası bir İranlı göçü karşısında ihracat ve üretim süreçlerini nasıl yöneteceklerini düşünürken, komşu Gaziantep'teki vatandaşlar ise İranlıların Kahramanmaraş'a yerleşmesi durumunda yaşanabilecek konut, nüfus ve ekonomik krizlerin potansiyel etkileri konusunda derin endişeler taşıyor. Özellikle Gaziantep'te artan Suriyeli nüfusu, konut fiyatlarından sosyal yaşama, ticaretten altyapıya kadar birçok alanda ciddi sorunlara yol açmıştı. Benzer bir senaryonun Kahramanmaraş için de yaşanıp yaşanmayacağı merak konusu.
Kahramanmaraş'ta halen gönüllü geri dönüşleri sağlanamayan Suriyeli mültecilerin varlığı, İranlıların da olası bir göç dalgasıyla şehre gelmesi halinde yetkililerin nasıl bir strateji izleyeceği sorusunu gündeme getiriyor. Kentin demografik yapısını derinden etkileyecek bu potansiyel göçün, kültürel çatışmaları da beraberinde getirme riski bulunuyor. Kahramanmaraşlı vatandaşlar, bu durumun kentin dinamiklerini ve yönetim anlayışını nasıl şekillendireceğini büyük bir merakla bekleniyor.