Tuz, vücudumuz için hayati bir mineral olmasına rağmen çoğu zaman yanlış anlaşılır. Az miktarda sodyum, sinirlerin çalışması, kasların kasılması ve su-dengesinin korunması için gereklidir. Ancak fazlası yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları ve kemik sağlığı sorunlarına yol açabilir.

Tuzun Kısa Tarihçesi
Tarih boyunca tuz, sadece lezzet verici değil, aynı zamanda değerli bir ticaret ve para birimi olmuştur. Antik Mısır’dan Fenikelilere, Romalılardan Orta Çağ Avrupası’na kadar birçok kültür, tuza büyük önem vermiştir. Hatta “maaş” kelimesi, tarihsel olarak tuz ticaretinden türetilmiştir. Bugün ise tuz, çoğunlukla sofralarımızda beyaz taneler şeklinde bulunur, fakat tarihsel ve kültürel değeri hala etkisini korur.

Günlük Sodyum Gereksinimi
Uzmanlar, sağlıklı bir yetişkinin günlük yaklaşık 500 mg sodyuma ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Ancak modern beslenme, özellikle işlenmiş gıdalar ve restoran yemekleri, bu miktarın çok üzerine çıkılmasına neden oluyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), Amerikalıların günde ortalama 3.400 mg sodyum tükettiğini bildiriyor. Tavsiye edilen üst sınır ise 2.300 mg.

Sodyumun En Önemli Kaynakları

Tuz Tüketimini Azaltmanın Pratik Yolları
Bakkalda: Tuzsuz veya düşük sodyumlu ürünleri tercih edin. Etiketleri kontrol edin ve en az sodyum içeni seçin.
Evde: Yemekleri doğal malzemelerle, baharat ve narenciye ile tatlandırın. Pirinç, makarna ve etleri sade şekilde pişirin. Daha fazla sebze ve meyve ekleyin.
Dışarıda: Sipariş verirken yemeğe tuz eklenmemesini isteyin. Yanında tuzsuz garnitür veya salata tercih edin. Ara sıra fast food ve paket servis keyfi sınırlandırılabilir.

Tuz, ölçülü tüketildiğinde zararsızdır ve vücut için gereklidir. Bu sonbaharda sodyum alımınızı kontrol altına alarak hem sağlığınızı koruyabilir hem de günlük enerji seviyenizi dengeleyebilirsiniz.

Kaynak: HABER MERKEZİ