### Deprem Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler: Beyin Sürekli Tehlike Modunda Kalabilir
Deprem korkusu (sismofobi) ve akut stres bozukluğu, deprem sonrası doğal tepkilerdir. Ancak kontrol altına alınamazsa yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Psikiyatrist Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilerin beyninin ‘sürekli tehlike’ modunda kaldığını belirtiyor. İnkar, depresyon ve “savaş-kaç-donakal” tepkilerinin ardından uyku sorunları, eve girememe ve aşırı tetikte olma gibi belirtiler durumun ciddi olduğunu gösteriyor.
### Anlamlı Korku Hayatta Kalmamızı Sağlar
Korku, aslında hayatımız için faydalı bir duygudur. Bizi tehlikelerden korur, doğru kararlar almamıza ve kendimizi geliştirmemize yardımcı olur. Tanımlanmış ve anlamlı korku, yaşamımızda olumlu bir rol oynar.
### Sağlıksız Korkular ve Varoluşsal Endişeler
Sağlıksız korkular, genellikle mantıksız, orantısız ve kontrolsüz olur. Anlam arayışı, özgürlük isteği, yalnızlık korkusu ve ölümü anlayamama gibi varoluşsal kaygılar bu tür korkuları oluşturur. Bu korkuların temelinde ise belirsizlik yatar.
### Korkuyu Yönetmek Mümkün
Korkuyu yönetmek zor değildir; kişi kendi başına başa çıkamazsa profesyonel destek alabilir. Olayları doğru analiz edip, önyargı ve zihinsel alışkanlıkları değiştirdiğimizde birçok korkunun asılsız olduğu görülür. Karar verirken korkuyu kontrol edebilmek hayati önem taşır.
### Beyin Sisi ve Uzun Süreli Stres
Günümüzde sıkça duyulan "beyin sisi" uzun süreli stresle bağlantılıdır. Sürekli stres, beyinde kortizol hormonunun artmasına yol açar. Bu da anlama, kavrama ve karar verme süreçlerini yavaşlatır; kişinin beyni adeta yavaş çekimde çalışır. Başka psikiyatrik sorun olmasa da zihinsel yavaşlama yaşanabilir.
### Çocukluk Travmaları Bugünkü Korkuların Kaynağı
Çocuklukta yaşanan travmalar, yetişkinlikteki korkuların önemli bir sebebidir. Örneğin, tüylü nesnelere karşı duyulan korku, genellikle çocuklukta yaşanan olumsuz bir deneyime dayanır. Kişi bu anıyı bilinçli olarak unutmuş olsa da, korku tüylü nesnelere karşı devam edebilir.
### Travmaların Üstesinden Gelmek Mümkün
Bu tür korkular ve travmaların ele alınması, ruh sağlığı ve kişisel gelişim için çok önemlidir. Ancak çocuklukta yaşanan travmaların ömür boyu kalıcı olduğu düşünülmemelidir. Çünkü bu etkiler genetik değil, çevresel faktörlerle değişebilen ve iyileştirilebilen epigenetik niteliktedir.
### Deprem Korkusu Yaşam Kalitesini Düşürebilir
Deprem korkusu (sismofobi) ve sonrası gelişen akut stres bozukluğu doğal tepkilerdir, ancak kontrol edilmezse yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler. Kişi kendini bu konuda eğitir, tıpkı yangın tatbikatında ne yapacağını bilen biri gibi, panik duygusu azalır. Unutulmamalıdır ki, kayıpların çoğu afetten değil, panikten kaynaklanır.
### Japonya’dan Ders: Küçük Yaşta Afet Eğitimi
Japonya’da 4-6 yaş arası çocuklara afet eğitimi veriliyor; çünkü bu yaşlarda öğrenilenler ileriki dönemde çok daha zor kazanılıyor. Deprem çantası hazırlamak önemli, ama asıl kritik nokta deprem anında ne yapılacağını bilmektir. “Aman depremden bahsetmeyelim, çocuğun ruhu bozulur” demek yerine, okul öncesi çocuklarla “Deprem olursa ne yaparız?” senaryoları konuşulmalı ve evde pratik yapılmalıdır. Kişi ne olacağını bildiğinde korkusu abartılı olmaz. Korku doğaldır; önemli olan zihinsel hazırlıktır.
### Sürekli Tehdit Hissiyle Yaşayanlar
Deprem anında beyindeki sempatik sinir sistemi aşırı aktive olur; göz bebekleri büyür, kaslar gerilir, tansiyon yükselir. Ancak tehlike geçince parasempatik sistem devreye girerek kişinin rahatlamasını sağlamalıdır. Bazı kişilerde bu rahatlama gerçekleşmez ve sürekli “tehdit var” hissiyle yaşanır.
### Bazı Kişilerde Sürekli Tehdit Hissi Devam Ediyor
Bazı insanlarda parasempatik sinir sistemi devreye girmediği için sürekli “tehdit var” hissiyle yaşanır. Travmatik olaylarda korkunun kaynağı belirsizse, genellikle ilk tepki inkar veya reddetme olur. Ancak deprem gibi somut ve inkar edilemez bir durumda, ikinci aşamada kişi depresif ruh haline girebilir.
### Deprem Sonrası Psikolojik Tepkiler Çeşitleniyor
Bu durum bazı kişilerde öfke patlamalarına, bazılarında ise içe kapanmaya yol açabiliyor. Ardından “savaş, kaç veya donakal” tepkileri görülebilir. Bazı bireylerde geçici dil tutulması veya panikle pencereden atlama gibi davranışlar da yaşanabilir. Bunlar akut stres tepkileri olup, genellikle birkaç saat ya da gün içinde düzelir.
### Deprem Sonrası Ciddi Belirtiler Dikkatle İzlenmeli
Ancak kişi uyku düzeni bozulmuş, zamanının büyük bölümünü depremi düşünerek geçiriyorsa; sık sık ‘flashback’ yaşayıp olayı yeniden deneyimliyorsa, eve giremiyor, sürekli diken üstünde oturuyor ya da aşırı tetikte (hipervijilans) durumdaysa ve uyumaktan korkar hale gelmişse, bu durum ciddileşmiş demektir. Böyle durumlarda profesyonel destek şarttır.
### Korkuyu ‘Mumyalaştırmak’ ve Stresin Pozitif Yönü
Bazı kişiler korkuyu sürekli canlı tutarak, adeta beyindeki ‘programı’ bozar. Ancak günlük yaşamı etkilemediği sürece, özellikle ilk bir ay (bazı uzmanlara göre 8 hafta) bu durum hastalık sayılmaz. Bu süreçte genellikle ilaç tedavisi gerekmez; stresin bir miktar yaşanıp işlenmesi beklenir. Hatta bu stres, kişinin yeni bakış açıları kazanmasına, derin analizler yaparak kendini geliştirmesine fırsat verebilir.
### Korkuyu Yönetmenin Önemi ve ‘Mumyalaştırma’
Kişinin olaya bakış açısı ve anlamlandırma şekli, sürecin seyrini belirler. Genellikle 6-8 hafta içinde korku azalır ve kişi normal hayatına döner. Sağlıklı olan, korkuyu ‘minyatürize’ ederek, yani küçülterek yönetmektir. Ancak bazı kişiler korkuyu küçültemez, aksine ‘mumyalaştırarak’ sürekli canlı tutar. Bu durum, kaynağı belli bir korkuya işaret eder ve genellikle kaçınma davranışlarına yol açar.
### Sürekli Düşünce Tekrarları ve Rüminasyon
Sürekli düşünce tekrarları, yani rüminasyon, genellikle negatif veya bazen pozitif içerik taşır ve kişi aynı konuyu sürekli düşünür. Obsesyonda kişi düşüncelerinin mantıksız olduğunu bilir; ancak rüminasyonda düşüncelere inanarak zihninde tekrarlar. Bu durum beyni yorar. Böyle tepkilerin 6-8 hafta sürmesi doğaldır ve sonrasında travma sonrası büyüme ile yaşam devam eder. Başarılamazsa, profesyonel destek gerekir.