Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayımlanan küresel borç raporu, dünya genelindeki hanehalkı borçlanma oranlarını ortaya koydu. 45 ülkenin yer aldığı listede, gelir düzeyine göre borçlanan ülkeler sıralanırken, Türkiye’nin düşük borç oranıyla sondan ikinci sırada yer alması dikkat çekti. Listenin zirvesinde ise İsviçre, Avustralya ve Kanada gibi gelişmiş ülkeler bulunuyor. Artan kredi kullanımı, tüketim alışkanlıkları ve finansal teşviklerin hane borçlarına etkisi raporun öne çıkan başlıkları arasında.
HANEHALKI BORCU NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Hanehalkı borcu, bir ülkedeki bireylerin bankalar, kredi kurumları veya finans şirketlerine olan toplam borcunu ifade ediyor. Bu borçlar genellikle konut kredisi, taşıt kredisi, bireysel ihtiyaç kredileri ve kredi kartı harcamalarından oluşuyor.
Borç oranının yüksek olması, ekonominin tüketime dayalı yapısını gösterirken, düşük olması daha temkinli bir finansal yaklaşımı temsil ediyor. Ancak aşırı borçlanma, ekonomik kriz dönemlerinde ciddi riskler barındırıyor.
EN BORÇLU ÜLKELERİN ZİRVESİNDE KİMLER VAR?
IMF verilerine göre, hanehalkı borç oranı en yüksek ülkelerin başında İsviçre geliyor. İsviçre’de hanehalkı borcunun, gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 126 seviyesinde. Bu oran, ülkedeki kişi başına düşen gelirle kıyaslandığında borcun oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
İlk 5’te yer alan diğer ülkeler ise şu şekilde:
-
Avustralya: %112
-
Kanada: %102
-
Hollanda: %94.5
-
Yeni Zelanda: %91
Bu ülkeleri sırasıyla Tayland, Hong Kong, Danimarka, Norveç, İsveç gibi ülkeler izliyor. Gelişmiş ülkelerdeki yüksek borçlanma oranı, çoğunlukla krediye erişimin kolaylığı ve tüketim ekonomisinin güçlü yapısı ile açıklanıyor.
TÜRKİYE’NİN BORÇ ORANI YÜZDE 9.7
Listenin 44. sırasında yer alan Türkiye’de, hanehalkı borcunun GSYH’ye oranı sadece %9.7 olarak belirlendi. Bu oran, diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük seviyede.
Türkiye, borç oranı açısından yalnızca listedeki son ülke olan bir Afrika ülkesiyle yarışıyor. Ekonomik belirsizlik, yüksek faiz oranları ve gelir dengesizlikleri nedeniyle Türk halkı, kredi kullanımı konusunda daha temkinli davranıyor.
UZMANLAR NE DİYOR? BORÇ DÜŞÜK AMA RİSKLER SÜRÜYOR
Ekonomistler, Türkiye'deki düşük hane borcu oranının olumlu bir gösterge olduğunu kabul ederken, bu durumun farklı sebeplere dayanabileceğine de dikkat çekiyor. Yüksek kredi maliyetleri, düşen alım gücü ve finansal okuryazarlık eksikliği, borçlanmayı sınırlayan temel faktörler arasında yer alıyor.
Ayrıca Türkiye’de hanehalkının büyük kısmı, borç yerine taksitli alışveriş, senet ve eş-dost borçlanmalarıyla finansal ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Bu da resmi borç verilerinin altında kalan ama toplumu etkileyen bir “görünmeyen borç” yükünü ortaya koyuyor.
KÜRESEL BORÇLANMA EĞİLİMİ NEREYE GİDİYOR?
Dünya genelinde ekonomik belirsizlik, pandemi sonrası toparlanma süreci, artan yaşam maliyetleri ve faiz dalgalanmaları, hanehalkı borçlarını doğrudan etkiliyor. Bazı ülkelerde borçlar artarken, bazı ülkeler kredi kullanımını kısıtlamaya başladı.
IMF, bu tabloyu değerlendirirken, ülkelerin borçlanma politikalarında denge kurmaları ve hanehalkı gelirini artırmaya yönelik politikalar geliştirmeleri gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: HABER MERKEZİ




