Doğal afetler denildiğinde aklımıza ilk gelen elbette ki “deprem “ kelimesidir. Bunun yanı sıra da erozyon, heyelan, yangın,  sel, fırtına gibi çeşitli etkenler gelir; bu etkenlerin de etkisiyle doğal afetler insanoğlu için bir korku abidesi oluyor. Halbuki olaya bilimsel yaklaştığımızda doğanın kendi içinde doğal döngüsünü tamamlayabilmesi için deprem, rüzgar, heyelan gibi olguların var olması doğal.

Burada asıl mevzu biz insanların bu gibi etkenlerin yerini iyi tespit edip bu gibi mekânlara yerleşim bölgesi oluşturmamaktır. Eğer ki başka bir alan yoksa bu gibi dış etkenlere karşı dayanıklı, sağlam ve güzel bir mimariyle konutlar yapmalıyız. Özellikle bu gibi hassas yerlere “boyuna” değil de “enine” yapılar bina etmeliyiz. Böylece tehlikeyi en az seviyeye indirmiş oluruz. Hayat bizim için daha emin ve yaşanması mümkün bir alan olur.

Buradan yola çıkarak yakın bir tarihte yaşamış olduğumuz Elazığ ve Malatya depremiyle bu konu yine gündemimize oturmuş oldu. Ölenlere Hz. Allah ‘tan (c.c.) rahmet diliyor; kalanlara da hayırlı uzun ömürler vermeyi nasip etmesini yüce  Rabbimizden diliyoruz. (Amin)

Bu yıl ve bundan sonraki yıllarda buna benzer acı olaylar yaşamamak için hem bilimsel hem teknolojik olarak iyi hazırlanmalıyız. Yaptığımız ve yapacağımız yaşam alanları bütünüyle ticari amaçlı olmayıp insan sağlığı ve güvenliği için en iyisini yapmaya mücadele etmeliyiz. Yaptım oldu,  mantığından vazgeçmeliyiz. Olması gereken neyse onu yapmalıyız. Bunun içindir ki her zaman özellikle öğrenciler arasında yaygın bir terimdir. Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi fen bilimlerin gündelik yaşamımızda ne önemi ve yeri var diye...

İşte burada bu bilimlerin işi var. Hatta bunun içerisine bilhassa Coğrafya da eklemeliyiz. Unutmamak adına da bir de Tarih ekleyelim. Yetmedi bunları istişare için Felsefe ve son olarak da bütünleyici olarak da Edebiyatı eklememiz gerekir.

Afetler ya da kazalar olduktan sonra büyük kayıplar yaşanıldıktan sonra pişman olmanın hiçbir önemi yok!  Yardımların elbette önemi var lakin bu gibi elemlerin yaşanmasından sonra bir değeri yok! Esas marifet baştan inşa ederken yardımlaşmak, kaynaşmak, birlikte olmak. ..

Gelmeyen yeri getirmek, tamamlanması için yardımlaşmak.  Unutmayalım lütfen illaki başımız dara düştüğünde birbirimizi hatırlamayalım. Öncesinde hatırlanalım ve hatırlayalım. Şu yüzyılda Türk milleti olarak yeteri kadar acı çektik. Artık bunların son bulması için hep birlikte seferber olup maddi ve manevi dersler çıkarıp ona göre hareket etmeliyiz.

Rabbi Rahimimiz  (c.c) her türlü afetlerden ve belalardan uzak eylesin her daim bizleri korusun inşaallah ( Amin ).  Kalın sağlıcakla. ..