Ülkemizde her geçen gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun

Kazandırdıklarına kinle, nefretle, hınçla yapılan saldırılara şahitlik etmekteyiz.

Söz konusu saldırılar, milletimizin ve devletimizin varlığına yöneliktir.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatanlar…

Arada bir, bir kendini bilmez çıkıyor.

Bu bazen cahil, edepsiz bir genç kız, bazen cahil ve ahlaksız bir sözde akademisyen, kimi zaman edepsiz bir yazar olabiliyor.

Kendilerince Atatürk’e sövüyorlar.

Biz de bunlara çok kızıyoruz.

Ben kendi adıma bu öfkeyi arkamda bıraktım.

Bu eziklere, bu zavallılara sadece acıyorum.

Sosyal Medya kaynıyor bu konu ile…

Kahramanmaraş’ta da çalkantılar yok değil…

Özellikle tiwetter konunun ana merkezi…

Kahramanmaraş ADD de bir bildiri yayınlamış…

Atatürk'e hakaret, vatana ihanettir! Demiş

Katılmamakta mümkün değil…

Bu ülkenin kurucu babasına, arkamızda bıraktığımız 200 yılın en önemli devlet adamına, düşmanlarının bile saygı duyduğu bir askere üç beş çapulcunun söylediği birkaç anlamsız cümle hiçbir şey ifade etmiyor benim için.

Atatürk’ün değerini bilmemek, Atatürk’ü küçültmez, Atatürk’e zarar vermez.

Sadece bu değeri anlamayanın cehaletini, bilgisizliğini, aptallığını, anlayışsızlığını gösterir.

Bana göre bunların ağzından çıkanlar ne olursa olsun Atatürk’e hakaret değildir.

Ama kurduğu ülkede Atatürk’e gerçekten “hakaret” eden bir grup var.

Cehalet denen illet insanlığın en büyük kusurudur.

Tarihte her zaman emsalsiz destanlar yazmış yüce Türk Milletinin evlatlarına uzun uzadıya son büyük başbuğları gerçek dünya lideri Atatürk’ü anlatmaya gerek var mı?

Onun genç yaşlardan itibaren kendisini milletine adamasını, ömrünü cepheden cepheye kelle koltukta harcamasını, kurşunlar ve şarapnel parçaları arasında geçen mücadelesini, Anadolu’nun çıplak ve yoksul topraklarını işgallere karşı mücadele için alevlendirmesini, Türk Milletinin namus ve şerefini düşmanların ayakları altında ezilmekten kurtarmasını, Türk’ün bayrağını onurla, gururla, şerefle göndere çekip dalgalandırmasını elbette onu minnet ve rahmetle anan, kıymet bilen, namusuna düşkün siz haysiyetli insanlara anlatmaya elbette gerek yok!

Arada bir Atatürk heykeline, büstlerine zarar verenleri haberlerde görüyoruz.

Hani bazıları utanmadan bir de pozlar verip sosyal medyadan paylaşırlar.

Onları yapanların bir kısmı hakkında araştırma yapanlar olur bazen, özellikle onları takip ederim, adamların çoğunun İslam’la alakası yok, içki içenleri, çeşitli günahlarla dolu hayatları olduğu sonradan ortaya çıkanlar vardır.

Ama adam kendince Atatürk’e hakaret edince, büstüne zarar verince, sosyal medyada Atatürk’e hakaret tartışmalarına girince kendisini mükemmel Müslüman zanneder.

Atatürk’e hakaret suçu yasalarda da düzenlemiştir.

Mustafa Kemal Atatürk aleyhine işlenen tüm suçlar, özel bir kanun olan 5816 sayılı “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” hükümleri ile düzenlenmiştir.

Kanunda; söz, yazı veya çeşitli davranışlarla işlenebilen iki farklı suç tipine yer verilmiştir:

Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu,

Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme suçu.

Atatürk’e hakaret suçu en çok internetten sosyal medya (twitter, facebook, instagram vb.) üzerinden işlenmektedir.

Ancak yasa yeterince uygulanmadığından caydırıcı olamamaktadır.

Elbette Atatürk’ü koruma yasalardan önce bilinçle olmalıdır.

Tarih bilinci, hürriyet bilinci ve namus bilinci Atatürk’e hakaret etmemek için şarttır.

Atatürk’ü elbette sevmeyenler olabilir, tıpkı Türk Milletini de sevmeyenler gibi.

Zorla sevdiremeyiz lakin bu kimseye hakaret etme hakkı vermez.

Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da herkesin sevmesi mümkün olmadığı gibi.

Ancak seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sevmeseniz de saygılı olmak zorundasınız.

Gerçi Erdoğan saygısızlığı affetmiyor, sadece 5 yılda 63 binin üzerinde vatandaşa dava açmış.

Hani bu bilgiyi Atatürk’ü eleştirmek neden suç olsun, ülkede düşünce özgürlüğü yok mu diye her fırsatta soran o aklı eveler için veriyorum.

 Bir zamanlar birilerinin sırf şeklen bakıp “ne güzel Kuran’lar okuyor, Arapça biliyor, ermiş ve büyük Müslüman” dediği, ayaklarını öpüp ağzını sildiği peçeteleri dahi yediği (dayanak duruşma tutanakları) o hain ve kansız Fetö’yü görmediniz mi?

Yıllarca birilerinin şeklen bakıp adeta taptığı büyük Müslüman dediği, Atatürk’ hakaretlerini dinleyerek alkışladıkları o hain Fetö şimdi Atatürk’ün tırnağının ucu dahi olabilir mi?

Atatürk vaktiyle hacı hocaları astı diyorsunuz ya, işte o da dönemin Fetö’larını astı, hani başındaki sarıktan ve bir karış sakalından utanmayıp İngiliz altını yiyen ve her türlü rezilliği ve ihaneti yapmaktan çekinmeyen vatan hainlerini astı.

Sorarım sizlere; şimdi Fetö asılsın mı diye bir anket yapsak milletin tamamına yakını asılsın demez mi? Yüce Allah makamında Müslüman’ı kâfiri, iyiyi doğruyu, günahı sevabı yüce ve kerim iradesi ile şüphesiz herkesten iyi takdir edecektir.

Kim iyi, kim kötü Müslüman, bunun hükmünü vermek hiç kimsenin haddi değildir.