İkinci beyin ya da duygusal beyin olarak adlandırılan bağırsak, sindirim sistemimizin başlıca organı ve sindirim sistemimiz de vücudumuzun bağışıklık sisteminin en önemli belirleyicisi. Böyle olunca bağırsak floramızın önemi apaçık ortaya çıkıyor. Flora örtü demek, bağırsak florası da basitçe ifade edersek; bağırsaklarımızda yaşayan organizmaların oluşturduğu örtüdür. Sağlıklı bir vücut için beslenmenin önemi atlanamaz. Son yıllarda artan bilinçlenme ile insanlar daha sağlıklı beslenmeye karşı eğilim göstermekte ama bu ne kadar yeterli henüz belirsiz. Sağlıklı bir birey olmak, dönem dönem gelen ve bir süre sonra kaybolan sağlıklı yaşam şevki ile değil, hayatımızın her anına yerleştireceğimiz tutarlı ve sürdürülebilir holistik yaklaşımla mümkündür.

**Sağlık İçin İki Şart: Psikonöroimmünoloji ve Doğru Beslenme

Yeni bir metot olarak kendini kabul ettiren psikonöroimmünoloji, insan vücudunun sinir ve bağışıklık sistemi ile psikolojik süreçler arasındaki etkileşim üzerine çalışır. Holistik yaklaşımda beslenme ve psikonöröimmunoloji, ayrılmaz bir bütündür. Zayıf bağışıklık sisteminin ardında yatan sebepler için sadece yetersiz beslenmeye bakarsak hatayı bulmamız zorlaşır. Psikolojimize baskı uygulayan, ona zarar veren etmenleri de açığa çıkarmalı ve bütüncül yaklaşımla ruhen ve bedenen sağlıklı olmanın yollarını aramalıyız.

**Bağırsak mikrobiyatasını kontrol altına alın

Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, stres, fast-food tarzı beslenme gibi faktörler bağırsak mikrobiyatasına zarar verir. Vitamin ve minerallerin sindirimi, bakterilerle savaşım gibi bağşıklık sisteminde önemli görevleri olan mikrobiyatanın yanlış beslenme ya da psikonöroimmünolojik sorunlar sebebiyle zayıflaması bizi hastalıklara açık hala getirir. Bu nedenle hem stres, radyasyon gibi olumsuz etmenlerden uzak durmalı hem de enginar, kuşkonmaz, muz gibi prebiyotik içeriği yüksek besinleri tüketmeliyiz. Ayrıca yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi probiyotik içerikli yiyecekleri de beslenmemizden eksik etmememiz, işlenmiş şeker ve gıdalardan ise mutlaka uzak durmamız gerekiyor.

Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak hafif bir nezleden amansız hastalıklara kadar her konuda elzemdir ve bunun yolu sadece bedeni değil ruhu da doğru beslemekten geçer. Sağlığınızı kaybetmemek için mutlaka kendinize bütüncül bir bakışla yaklaşın. Terapistinizin aynı zamanda psikonöroimmünolog olması size önerdiğimiz holistik çözümü getirecektir.

*Mikrobiyomun ne kadar fazla ise o kadar iyi !!

Daha ciddi sağlık sorunlarının oluşmasını önlemek için bağırsak mikrobiyomunun dengesini sağlamanız gerekir.

Günlük yaşantımızda mikrobiyom dengesini bozan faktörler şu şekildedir;

•Şekerli, nişastalı besinler

•Sağlıksız yağlar: trans yağlar, (endüstriyel) bitkisel yağlar

•Stres

•Uykusuzluk

•Hareketsizlik

•Antibiyotikler (ilaç olarak alınanlar ve yenilen gıdalar yoluyla alınanlar)

•Sık kullanılan ilaçlar; antidepresanlar, kaygı gidericiler (anksiyolitikler), antasitler, proton pompası inhibitörleri, ağrı kesiciler

•Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren besinler; mısır, soya gibi besinlerden uzak durunuz.

İçimizde yaşayan bu mikroorganizmalar topluluğu, vücut işlevlerinin sürdürülmesi ve sağlıklı kalmamızda büyük bir öneme sahiptir. Mikrobiyota besinlerin sindirimi, bağışıklık sisteminin desteklenmesi, bazı vitaminlerin üretimi, bağırsak sağlığı, inflamasyonun önlenmesi, ideal vücut ağırlığının korunması, beyin faaliyetleri gibi çok farklı vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli roller üstlenmektedir.