. Okumayı ve yazmayı çok seven Vakkasoğlu, yazarlıkserüvenini şöyle anlatır: “Yazarlık, benim tek istikametimdi. İlkokulöğretmenimden başlayarak, önüme çıkan bütün etkilendiğim insanlar ve içindebulunduğum ortam, beni yazar olmaya adeta mecbur bıraktı.”

Kahramanmaraşlı yazar Mehmet Gören’in Usta Yazar VehbiVakkasoğlu ile ilgili çalışmasını siz değerli okurlarımız için derledik. İşte oröportajımız:

Öncelikle bizekendinizi tanıtır mısınız? Vehbi Vakkasoğlu kimdir?

Kahramanmaraş’ta, çok soğuk bir kış gününde doğmuşum. O günbu gün, çok üşürüm. Bu sebeple de, sıcak insanları ve sıcak iklimleri severim.Ben 6 aylıkken babam, bir arkadaşının ortaklık teklifi sebebiyle Haruniye’yetaşınmış. Dördüncü sınıf hariç, ilkokulu orada okudum. İlk çocukluk hatıralarımYeniköy’e ve Haruniye’ye aittir. Sade ve yemyeşil bir köy hayatının iç dünyamatesiri derin olmuştur. Düldül Dağı, Sabun Çayı, Ilıca, yanı başından azametleakan Ceyhan Nehri, onu iki yanından korumalık yapan haşmetli dağlar, üzerinehayaller kurduğum sırlı dostlarım oldu. İlkokulda, rahmetli Mustafa Tabakayhocam şansım oldu. Okumayı, yazmayı, kitabı bana ilk o sevdirdi ve  “Sen muharrir olacaksın” diyerek, beni ilk okeşfetti. Daha sonra, İmam-Hatipli olmamı isteyen Babam, beni memleketimize,Kahramanmaraş’a gönderdi. Yedi yıllık İmam-Hatip Lisesi öğrenciliğim de şansımoldu. Orada ideal eğitimcilerle tanıştım. Değerli hocalarım oldu. Özellikle dehayat ve hatıralarını kitaplaştırdığım, Sandal Hoca’yı hiç unutamadım. Dahasonra, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldum. O okulda da, her biriayrı bir okul olan hocalarım oldu. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal etmiş alim,fazıl ve artık nesli tükenmiş olan muhterem hocalarımı minnet ve şükranla,rahmet dileyerek anarım. İlk hatırladıklarım, Ahmed Davudoğlu, Mahir İz, ÖmerNasuhi Bilmen, Abdulkadir Karahan, Ömer Kirazoğlu, Necla Pekolcay, ÜsküdarlıAli Efendi, Halil Can, Ali Nihat Tarlan ve diğerleri… Rabbim hepsini Rahmetinegark etsin… Okul dışından da, babamın, “Üstad, eti de kemiği de senindir” diyeemanet ettiği Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere, o dönemin yazan,konuşan, maneviyat dünyamızda etkili olan kanaat önderleri, istifade ettiğimkişilerdi. Ulaşabildiğim bütün büyüklerden yararlanmaya çalıştım. Bu sebepleİstanbul, benim için ayrı ve bambaşka bir okul oldu. Mezuniyetten sonra,Adıyaman İmam-Hatip Lisesi’ne tayin edildim. Memleketimde çalışmak istediğimiçin, Adıyaman’a isteksiz gittim. Ve daha ilk hafta içinde istifa dilekçemiverdim. Ancak Abdülkerim Denge adlı harika bir eğitimciye denk geldim. “On beşgün kal, istifada kararlı olursan, dilekçeni kabul edeceğim” dedi. Ve ben onbeş gün sonra istifadan vazgeçtim. O bakımsız, fakir, garip şehirde kalmaya,okul demeye bin şahit isteyen İmam-Hatip’de öğretmen olmaya karar verdim. İyiki de kalmışım; Adıyaman benim ikinci şehrim oldu. Çünkü zahiri fukaralığınaltında muhteşem gönüller saklayan bir şehirdi. Adıyaman, insanlığın halaölmediğini sessiz çığlıklarıyla dünyaya ilan ediyordu. Acıların da tatlıolduğunu orada öğrendim. Çiğköfteye orada alıştım. Saf, samimi Anadoluçocukları, aile fertlerim gibi oldu. Hala dostlarımdır, ilk öğrencilerim. Dörtyıl sonra, tayinim İstanbul’a çıktığında, çok üzüldüm; Ankaralara koşupdurdurmaya çalıştım. Başaramayınca da, çok ağladım. Adıyaman’dan ağlaşarakayrıldık vesselam. İstanbul’da çok okul değiştirdim. Her gittiğim yerde,öğrencilerim canlarım oldu. Birlikte güldük, birlikte ağladık. Bir dönem,İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı da yaptım. Ama öğretmenlik dışındahiçbir şey beni açmadı… 35 yıl yaptım, mesleğime doyamadım… 1987’den itibarenaltı yıl, Berlin’de çalıştım. Orada da öğrencilerimle dostlaştık. Oradan da,geride hüzünler bırakarak ayrıldım. 1994’ten itibaren, İstanbul’da, Moral FMradyosunda program yapmakta, yazarlığımı, kitaplarımla sürdürmekteyim. Ayrıca,sayısı binleri aşan konferanslar vermekteyim. Özellikle, Bir DestandırÇanakkale, Ahlak Abidesi Mehmet Akif, Ailede Sevgi İletişimi, Sevgi MerkezliÇocuk ve Genç Eğitimi, Osmanlı İnsanı, İdeal Eğitimcinin Özellikleri, DoğruDüşünme ve Başarma Sanatı, Aşk Çağlayanı Mevlana vs. gibi konulardakonuşmaktayım. Yurt içi ve yurt dışı konferans sayısı itibariyle, Rabbim birrekora imza attırdı, şükür.

Yazarlık serüveniniznasıl başladı?

Benim ilk gençlik yıllarım, Kahramanmaraş’ta küçücük birkitapçı dükkânında geçti. Babamın kitapçı dükkânı bir dergâh gibiydi. Oradakitap, yazar, ilim, fikir konuşulurdu. Orada, Necip Fazıl, Osman YükselSerdengeçti, Bekir Berk, Arif Nihat Asya gibi muhteşem adamlar görülürdü. Çokzor adam beğenen Babam, bu zatlara büyük alaka ve hürmet gösterirdi. Böylece,benim de önümde tek yol açılıyordu istikbale dair… Onlar gibi olmak… Babamınçok sevdiği adamlar gibi, yazar, şair, hatip olmak…

Sizi yazarlığa teşvikeden oldu mu?

Yazarlık, benim tek istikametimdi. İlkokul öğretmenimdenbaşlayarak, önüme çıkan bütün etkilendiğim insanlar ve içinde bulunduğum ortam,beni yazar olmaya adeta mecbur bıraktı.

Bir yazarın dikkatetmesi gereken kurallar nelerdir?

Yazar, gerçekten yazar ise, okuyucusuna saygı duyar.Dolayısıyla da çalakalem yazmaz. Yazmak için yazmaz. Çalarak yazmaz. Sadecetopladığı bilgileri nakletmekle yetinmez; yüreğinden bir şeyler katmadığısatırları yazılmamış sayar.

Yazı yazmak içinduygusal olmak gerekir mi?

Evet, yazar olmak için duygulu olmak gerekir. Çünkü yazar,okunmak ister. Duygusuz yazılmış satırlar kuru, katı ve hamdır. Böyle yazılarokunmaz. Okunsa da tesiri olmaz.

Yazarın toplumdakigörevi nedir?

Yazı, aydınlatmak için yazılır. Ya kalpte ya da kafada birışık olmalı yazı. Bir güzelliği paylaşmalı, bir teselli vermeli, insanlığıgüçlendirmeli… Değilse niye yazılır ki?... 

Okumanın yazarolunması üzerinde etkisi nedir?

Okumak dolmaktır. Ama okumanın öznesi sadece kitap değildir.Yazar, bütün kâinatı okumalı… Varlığın bütününü okumalı… Öyle bir okumayla dolmalı,olmalı; sonra da taşmalı, yani yazmalı…

Yazar ile insanarasında nasıl bir ilişki vardır?

Yazarın muhatabı insandır. İnsana hitap etmek isteyen yazar,önce kendisi insan olmalı… İnsanlıkta kaliteyi yakalayan yazar, okuyucusunakalite getirir. Yazarın gönül kalitesi yansır muhataplarına…

Genel olarakişlediğiniz konular nelerdir?

İnsana dair her konuda yazmak isterim. Ben eğitimci yazarım.35 yıl emek verdim eğitime, yazarlığım 50 yıla dayandı. Konuştuklarımı yazdım.Yazdıklarımı konuştum. Hayata dair sorulanlara cevaplar vermeye çalıştım.Dolayısıyla kitaplarımın bir kısmı tarihi, bir kısmı psikolojik, eğitimleilgili… Bir kısmı da aile konularıyla ilgili…

Kaç kitabınız var?Kitaplarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?

50 yılda, 50 kitap… Ben zor yazıyorum. Şimdi 3 ayda birkitap yayınlayanlar var. İlk kitabım Mehmet Akif elli yaşına yaklaştı.Gençliğimde bakir tarihi konularda yazdım. Önce alkışladılar sonra öldürdüler…Bu vatanı terk edenler… Son bozgun… Öğretmenliğimin eseri olanlar, ÖğretmeninNot Defteri 1-2-3, Kalpten Kalbe Terapi Mektupları, Allah’ı Nasıl AnlamalıNasıl Anlatmalı… Biyografiler: Yunus Emre, Aşk Çağlayanı Mevlana, TarihAynasında Ziya Gökalp, Akif Dede… Osmanlıdan Cumhuriyete İslam Âlimleri…Maneviyat Dünyamızda İz Bırakanlar… Bir Devrin ve Bir Şehrin Muhteşem ÖğretmeniSandal Hoca… Kişisel Gelişim kitapları: Kalp Sevmekten Yorulmaz… İçinizdekiDostu Keşfedin… Doğru Düşünme ve Başarma Sanatı… Üzüntüsüz Yaşamak… Aile veEğitim kitapları: Ailede Sevgi İletişimi… Sevgi Merkezli Çocuk Eğitimi… NikahŞekeri… Biz Evleniyoruz… Ailede Sevgi Sohbetleri… Eserlerimin bir kısmı,İngilizce, Almanca, Hollandaca, Boşnakca, Kürtce, Türkmence, Kırgızca, Kazakcadillerine tercüme edilmiştir.

Milli Şairimiz merhumMehmet Akif Ersoy’u gençlere nasıl tanıtıyorsunuz?

Mehmet Akif demem o zata. O bir ahlak ve karakter abidesi…Haramsız ve Yalansız Adam. Muhteşem bir örnek… Örneksiz eğitim olmaz. Örnek odeğilse, kimdir? Biz, maalesef, bu muhteşem örneği bir türlü eğitimin önemlibir öznesi haline getiremiyoruz. Bu acı gerçek sebebiyle, ben Mehmet Akifrahmetliye dört eser verdim. En son, Akif Dede kitabını gençler çok sevdi. Bende çok sevindim. Üçüncü dedemiz oldu diyorlar. Bunu gençlerimizden duymak, beniçok mutlu ediyor.

Yeni yazmayabaşlayanlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Acele etmesinler. Okumadan yazmasınlar. Dolmadanboşalmasınlar. Hani Şair diyor ya: “Gör zahidi kim, sahib-i irşat olayım der/Dünmektebe geldi, bugün üstad olayım der…” Yazarlık, kafa ile kalbin izdivacındadoğar. Aksi halde, yazılan kalıcı bir eser olamaz.

Kahramanmaraş’ta çoksayıda yazar ve şair çıkmasının sebebi nedir?

Kahramanmaraş, gerek tarihi serüveni, gerek coğrafi yapısıve gerekse zaman içi de oluşmuş bulunan geleneği ile yazar-şair şehri olmuştur.Ancak, benim neslimin dünyasında, tabii ki Şairler Sultanı Necip Fazıl’ın çoközel bir yeri vardır.

Çocukluğunuzda vegençliğinizde hayat nasıldı? Kahramanmaraş’ta komşuluk, insani ilişkiler, sevgive saygı vs.

Çocukluk ve gençlik yıllarımda Kahramanmaraş’ta derin dostluklaryaşanırdı. Anadolu’nun diğer yerlerinde olduğu gibi, insani duygular çokgüçlüydü. Vefa, sadakat, saygı, sevgi ve merhamet toplumun her kesimindehissedilirdi. Komşular birbirine yüzde yüz güvenen hısım akrabalar gibiydi. Çatkapı gidilen insan sayısı bir hayli fazlaydı.

Geriye dönüpbaktığınızda, şunu da yapsaydım dediğiniz bir şey var mı?

Yapmak isteyip de yapamadığım çok şey var. Benim ilk gençlikyıllarım, fakirliğin her yerden yüzünü gösterdiği yıllardı. Bu sebeple maddizaruretler, erken yaşta elde etmemiz gereken bazı kazanımlara engel olmuştur.

Gününüzü nasılgeçirirsiniz, neler yaparsınız?

Günüm, okumakla, yazmakla geçer. Bir de söyleşiler,konferanslarla… Mümkün olsa, kütüphanemden hiç çıkmak istemem. Pazartesigeceleri 22.30’da, Salı günleri 15.00’de, Cumartesileri de 13.30’da Moral FM’deKalp Sevmekten Yorulmaz ve Parantez programlarım vardır. Zaman zaman TV’leremisafir olurum. Okullarda okur-yazar buluşmalarına katılırım.

Gençlere ne gibiöğütler vermek istersiniz?

Gençlere tavsiyem: Her şeyi bir kitap gibi okumaları,yaşlıları dinlemeleri ve tecrübelerinden yararlanmaları... Özellikle de, annebabalarının kıymetini bilmeleri… Bilgi dolu bir kafa ve sevgi dolu bir kalpsahibi olmaları… Eş seçerken gözlerini dört açmaları… Sevmedikleri eşi ve işiseçmemeleri… Daima dürüst davranmaları… Allah’a kul, Resulüne ümmet, vatanahayırlı vatandaş olmaları…

Başka söylemekistediğiniz bir şey var mı?

O kadar çok söyledim ki, daha fazla uzatmak istemem.Okuyanlara selam, sevgiler sunar, dualarını beklerim.

Vehbi Vakkasoğlu’nun yayımlanmış eserleri: “Öğretmenin NotDefteri 1, Öğretmenin Not Defteri 2, Öğretmenin Not Defteri 3, OsmanlıdanCumhuriyete Son Bozgun, Çanakkale'de Şahlananlar, Our Techers Notebook(Öğretmenin Not Defteri İngilizce), Başkasının Günahına Ağlayan Adam, AşkÇağlayanı Mevlana, Doğru Düşünme Ve Başarma Sanatı, Bir Destandır Çanakkale, KalpSevmekten Yorulmaz, Üzüntüsüz Yaşamak, Dünyada İslam'a Koşanlar, Tagebuch EinesLehrers (öğretmenin Not Defteri Almanca), Yeniden Doğanlar, İçinizdeki DostuKeşfedin, Farkınız İslam Olsun, Yunus Emre, Avrupa’nın Gerçek Yüzü (YaşadığımAvrupa), Önce Alkışladılar Sonra Öldürdüler, Osmanlı İnsanı, Mehmet Akif, ManeviyatDünyamıza İz Bırakanlar, Osmanlıdan Cumhuriyete İslam Alimleri, Bu Vatanı Terk Edenler,Bilinmeyen Kadın, Öğrencime Mektuplar 1, Öğrencime Mektuplar 2, ÖğrencimeMektuplar 3, İslam Dünya Gündeminde, Devrimlerin Deviremediği, Allah'ı NasılAnlamalı Çocuklarımıza Nasıl Anlatmalı, Nikah Şekeri.” (DERLEYEN: KENAN ONARAN)

 

Muhabir: Haber Merkezi