Van’ın Erciş ilçesinde, 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem, ilçeyi derinden sarstı. Merkez üssü Tuşba ilçesi Tabanlı Mahallesi olan depremde 604 vatandaş hayatını kaybetmişti. Binlerce kişi evsiz kalırken, bölge halkı hâlâ o acı günü unutamıyor.
39 yaşındaki Mehmet Burak Yazıcı, o günü hayatının en büyük şoku olarak anlatıyor. Arkadaşlarıyla Erciş’te bir kafede oturduğu sırada çalan cep telefonu, onun hayatını kurtardı. Telefon konuşması için dışarı çıkan Yazıcı, saniyelerle binanın enkazı altında kalmaktan kurtuldu.
Yazıcı, yaşadığı anı şu sözlerle aktardı:
"Arkadaşlarımla sohbet ederken telefonum çaldı. Görüşme yapmak için dışarı çıktım. Saniyeler sonra kafemizin bulunduğu bina çöktü. Gözümün önünde arkadaşlarımın bulunduğu bina yıkıldı, ortam toz bulutu ile kaplandı. Ne yapacağımı şaşırdım."
O an yaşadığı sevinç ve hüznü bir arada hissettiğini dile getiren Yazıcı, enkazdan arkadaşlarının cansız bedenlerini çıkarmak zorunda kaldığını belirtti.
Deprem sonrası hem yakınlarını kaybeden hem de enkazdan kurtulan Yazıcı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Erciş’te kurulan İletişim Merkezi’nde göreve başladı.
"Devletimiz bize sahip çıktı. Altı ay gibi kısa sürede İletişim Merkezi kuruldu ve biz depremzede olarak göreve başladık. O günlerde yaşadığımız duygusal çöküntüyü atlatmaya çalıştık. Şu anda merkezde 130 kişi görev yapıyor ve devletimizin desteğini her zaman yanımızda hissediyoruz," dedi Yazıcı.
Erciş’te yaşayan diğer depremzedeler de yaşadıkları kayıpları unutamıyor. 55 yaşındaki Kılıçarslan Koçak, eşini, annesini, iki çocuğunu ve yakın akrabalarını depremde kaybetti. Koçak, "İçimden bir şeyler parçalandı ve bir daha yerine gelmedi. Yakınlarımın kabirlerini ziyaret ederek dua ediyorum," diye konuştu.
Yazıcı, deprem felaketinin ardından alınan önlemlere ve yapılan çalışmalara da dikkat çekti:
"Yıkılan yapıların yerine yenileri inşa edildi. Devletimiz, her zaman olduğu gibi yanımızda oldu. Allah devletimize zeval vermesin."
Van depremi, üzerinden 14 yıl geçse de bölge halkının hafızasında taze bir yara olarak kalmaya devam ediyor. Mehmet Burak Yazıcı gibi hayatta kalanların hikâyeleri ise, felaketin acısını ve insanın direncini bir arada gözler önüne seriyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı




