ABD’nin Alabama eyaletinde Yüksek Mahkeme’nin dondurulmuş embriyoları hukuken “çocuk” olarak nitelendirmesi, yalnızca Amerikan hukukunda değil, dünya genelinde aile ve miras düzenlemeleri açısından geniş kapsamlı bir tartışma başlattı. Kararın ardından Louisiana’da embriyoların yıllardır “hukuk süjesi” olarak kabul edilmesi de yeniden gündeme gelirken, eyaletler arasında farklı uygulamaların bulunması ABD’deki hukuki ayrışmayı belirginleştirdi.
Türk Hukukunda Kişilik Doğumla Başlıyor
Türkiye’de söz konusu kararın nasıl yorumlanacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Özge Özmen Korkut, Türk Medeni Kanunu’na göre kişiliğin “sağ ve tam doğumla” başladığını hatırlattı. Korkut, ceninin bazı hukuki haklarla korunduğunu ancak bu korumanın yalnızca anne rahmindeki bebek için geçerli olduğunu vurgulayarak, “Laboratuvar ortamındaki embriyo Türk hukukunda çocuk değildir.” ifadelerini kullandı.
“Embriyolar Çocuk Kabul Edilirse Hukuk Altüst Olur”
Türkiye’de embriyoya “çocuk” statüsü verilmesinin sonuçlarını değerlendiren Korkut, bunun hukuk sisteminin birçok alanında derin kırılmalara neden olacağını söyledi:
“Tüp bebek merkezlerinde saklanan embriyoların ayrı birer mirasçı gibi tartışılması, kliniklerde yaşanan sorunların ‘çocuğun ölümü’ iddiasıyla dava konusu yapılması, sigorta sisteminden aile hukukuna kadar tüm düzenlemelerin yeniden yazılmasını gerektirir.”
Korkut, “‘Çocuk’ kelimesinin hukuken genişletilmesi zincirleme bir etki yaratır; mevcut sistem baştan sona değişmek zorunda kalır.” değerlendirmesinde bulundu.
Taşıyıcı Annelik Daha Büyük Bir Çıkmaza Girer
Türkiye’de taşıyıcı anneliğin açık biçimde yasaklandığını hatırlatan Korkut, embriyoların çocuk kabul edilmesi halinde bu alanın neredeyse işlemez hale geleceğini belirtti:
“Taşıyıcı anne bu durumda başkasının çocuğunu taşıyan kişi statüsüne girer. Sözleşmeler ise ‘çocuk devri’ olarak tanımlanabilir. Bu, hem etik hem hukuki açıdan çok ciddi sorunlar doğurur.”
“Embriyo Tartışması Artık Toplumsal Bir Konu”
ABD’deki kararın Türkiye’deki tartışmaları da hareketlendirdiğini ifade eden Korkut, embriyonun hukuki ve toplumsal statüsünün yalnızca tıbbi bir mesele olmaktan çıktığını söyledi:
“Embriyoyu çocuklaştırmaya mecbur değiliz, ancak onu tamamen yok saymak da çözüme ulaşmaz. Hukukun insan onurunu, teknolojik gelişmeleri ve toplumun ihtiyaçlarını bir arada gözetmesi gerekiyor.”




