Şanlıurfa’dan Kahramanmaraş’a Uzanan Bir Edebiyat Yolculuğu
Milli ve manevi değerlerin güçlü sesi Mehmet Akif İnan, 12 Temmuz 1940’ta Şanlıurfa’da dünyaya geldi. Eğitimine doğduğu şehirde başladı, lise son sınıfı için ise 1958 yılında hayatının dönüm noktası olan Kahramanmaraş’a geldi. Burada, edebiyat yolunda ilk adımlarını attığı Derya gazetesini kuran İnan, yazarlık ve şiir alanındaki yolculuğunu aktif biçimde sürdürdü.
“Yedi Güzel Adam”ın Öncülerinden Biri
1960 yılında Kahramanmaraş’ta edebiyat ve fikir dünyasının önemli ismi Necip Fazıl Kısakürek ile tanışan İnan, burada Nuri Pakdil, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu gibi isimlerle birlikte “Yedi Güzel Adam” olarak anılan topluluğun parçası oldu. Edebiyat dünyasında önemli bir iz bırakan bu grup, Türk şiiri ve düşünce hayatına yeni bir soluk getirdi.
Eserleriyle Edebiyatın İzini Sürdü
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydolan Mehmet Akif İnan, eğitimini yarıda bırakarak edebiyata yoğunlaştı. 1969 yılında Nuri Pakdil ile birlikte “Edebiyat” dergisini kuran İnan, 1972 yılında “Edebiyat ve Medeniyet Üzerine” adlı ilk kitabını yayımladı. 1974’te “Hicret” adlı şiir kitabıyla edebiyat dünyasında daha geniş kitlelere ulaştı. 1985’te kaleme aldığı “Din ve Uygarlık” denemeleri ve 1991’de yayımladığı “Tenha Sözler” adlı eserleri de edebi mirasını zenginleştirdi.
Mescid-i Aksa ve Kudüs İçin Yazılan Ölümsüz Şiir
Mehmet Akif İnan’ın unutulmaz eseri, 1979’da kaleme aldığı “Mescid-i Aksa” şiiridir. İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırıları karşısında duyduğu derin acıyı ve bütün Müslümanların ortak duygularını yansıtan şiir, kısa sürede Türkiye genelinde büyük yankı buldu. “Kudüs Şairi” olarak anılan İnan, şiiriyle İslam dünyasının vicdanını dile getirdi.
Son Yılları ve Vefatı
Akciğer kanseriyle mücadele eden Mehmet Akif İnan, 1999 yılında tedavi sürecinde ümitlerini kaybetti ve memleketi Şanlıurfa’ya döndü. Manevi değerlerle yoğrulmuş “Peygamber Diyarı” olarak adlandırdığı memleketinde, 6 Ocak 2000’de hayata veda etti. Arkasında hem edebiyat hem de milli duygulara ışık tutan unutulmaz bir miras bıraktı.
Muhabir: SEFA BAŞER




