Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi iş birliğiyle düzenlenen “Kent Jeolojisi: İzmir Kent Sorunları ve Çözüm Önerileri Kolokyumu” sona erdi. Kolokyum sonuç bildirgesini açıklayan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, İzmir’in su yönetimi, deprem riski ve katı atık yönetimi başta olmak üzere kent sorunlarında kritik uyarılarda bulundu.
Önalan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi’ne ilişkin “teknik bir sorun yok” açıklamasını eleştirerek, “Harmandalı’da büyük bir felaket var. Yanlış yer seçimi nedeniyle çöp evlerin üzerine doğru geliyor ve bunu önleme şansı yok. Ne yazık ki ders çıkarılmamış; halen Harmandalı’yla ilgili projeler üretilmeye çalışılıyor. Bölgesel planlama ve toplumsal kabul analizleri dikkate alınmadan yapılan uygulamalar, riskleri artırıyor” dedi.
Önalan, kentin farklı bölgelerinde yeni düzenli depolama tesislerinin teknik ve toplumsal değerlendirmelerle belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Kolokyumda su yönetimi sorunlarına da değinen Önalan, “Kentimizin su yönetimi, havza bazlı, teknoloji destekli ve kapsayıcı bir dönüşüm planına ihtiyaç duyuyor. Mevcut barajlar ölü hacimden su kullanma noktasına gelmiş durumda. Tahtalı Barajı’nda içecek su kalmadı. Kış aylarında sürekli kesintiler yaşanıyor. Akıllı su yönetimi, gri su geri kazanımı ve yeşil altyapı sistemleri yaygınlaştırılmalı” dedi.
Su politikalarının hem teknik hem de biyolojik dengeyi gözeterek yürütülmesi gerektiğini belirten Önalan, Halkapınar kaynakları gibi tarihi su yapılarının korunmasının önemine dikkat çekti.
İzmir’deki fay hatlarına yönelik uyarılarda da bulunan Önalan, şunları söyledi: “İzmir’de Seferihisar, Gülbahçe ve Tuzla fayları halen aktif ve deprem üretme potansiyeline sahip. Yeni bir deprem master planı hazırlanacaksa bu faylar dikkate alınmalı, plan özel gereksinimli bireyler, kadın ve çocuklar ile kent yoksullarının sorunlarını da kapsamalı. Fay yasası çıkarılmalı ve kentsel planlama buna göre yapılmalı.”
Jeolojik ve jeoteknik koşullara uygun, bilimsel temelli bir imar anlayışı geliştirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Önalan, “Rant baskısına boyun eğmeden, deprem riskine duyarlı planlama uygulanmalı. Fay hatları üzerinde ve uygun olmayan zeminlerde yapılaşmanın sonuçları tüm kenti etkiler. Merkez ve yerel yönetimler bu önlemleri acilen almalı” diye konuştu.
Önalan, kentsel dönüşüm ve afet yönetiminde bilimsel temelli yaklaşımların önemine işaret ederek, “Deprem, heyelan, taşkın ve tıbbi jeoloji risklerini kapsayan bütünleşik afet master ve eylem planı hazırlanmalı. Bu plan, kentteki sosyal, ekonomik ve psikolojik etkilerle mücadeleyi esas almalı ve kentsel dönüşümün temel dinamiği olmalı” dedi.


