2014 yılında lansmanı yapılan projede, her biri 325 metrekare büyüklüğünde kuleli ve lüks iç donanımlı “şato villalar”, özellikle Körfez ülkelerindeki zengin yatırımcılara pazarlanıyordu. Projede termal tesisler, spor salonları, güzellik merkezleri ve sinema salonları gibi birçok lüks vaatte bulunuldu. "Kendi şatonuzu alın" sloganıyla sunulan proje, kısa sürede dikkat çekerken, zamanla terk edilmiş bir hayalet şehre dönüştü.

67 Milyon Dolarlık Yatırım, Sıfır Teslimat
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna göre, 2014–2018 yılları arasında projeyi yürüten şirketlere Kuveytli yatırımcılardan toplam 67 milyon 180 bin dolar para aktarıldı. Ancak projedeki hiçbir villa tamamlanamadı, tek bir anahtar teslim edilmedi. Şirketin vaat ettiği hizmetlerin büyük çoğunluğu da hayata geçirilemedi.

Elden Tahsilat ve Vergiden Kaçış İddiası
İddianamede, banka masraflarından ve vergilerden kaçınmak amacıyla bazı ödemelerin elden tahsil edildiği belirtildi. Elden alınan bu ödemelere dair resmi belgelerin eksik olduğu ve banka kayıtlarıyla örtüşmediği tespit edildi. Savcılığa başvuran 59 mağdur yatırımcı, dolandırıldıklarını ifade etti.

Projeye Kayyum Atandı, Tamamlanması Milyonlara Mal Olacak
Sarot Grup’a bağlı üç şirket, 2018 yılında konkordato talebinde bulundu, kısa bir süreliğine faaliyetlerine devam etse de iflas süreci durdurulamadı. Projeye kayyum atanmasının ardından hazırlanan TMSF raporuna göre, yarım kalan inşaatların tamamlanması için 162 ila 188 milyon dolar arasında yeni bir kaynak gerektiği belirtildi.
İddianamede sanıklar arasında Sarot Grup yöneticileri Mehmet Emin Yerdelen, Adem Tekgöz ve Mezher Yerdelen de yer alıyor. Savcılık, sanıklar hakkında sadece hapis cezası istemekle kalmayarak, aynı zamanda taşınmazlarına ve şirket hisselerine el konulmasını da talep etti.





