Halk arasında “öpücük hastalığı” olarak bilinen enfeksiyöz mononükleoz, Epstein-Barr virüsünün (EBV) neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur. Virüs, bağışıklık sisteminin B hücrelerine yerleşerek ömür boyu bağışıklık kazandırır ve genellikle hastalık bir kez geçirilir. Virüs sadece öpüşme yoluyla değil, tükürük, mukus ve gözyaşı gibi vücut sıvılarıyla da bulaşabilir. Bardak, çatal-kaşık paylaşımı, oyuncakların ağızla temas etmesi veya yakın temas, hastalığın yayılmasını kolaylaştırır. Özellikle kreş ve okul ortamlarında bulaşma riski yüksektir.
VM Medical Park Pendik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Sami Yazar, küçük yaşlardaki çocukların çoğunlukla hastalığı hafif semptomlarla veya fark etmeden atlattığını belirtiyor. Ancak 10 yaş üzerindeki çocuklarda bağışıklık sistemi daha güçlü yanıt verdiği için belirtiler belirginleşiyor. Bu dönemde yüksek ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve halsizlik sık görülüyor. Nadir durumlarda karaciğer veya dalak büyümesi gibi komplikasyonlar da ortaya çıkabiliyor.
Belirtiler genellikle enfeksiyon sonrası 4 ila 8 hafta içinde başlıyor. Ateş, bademciklerde beyaz plaklar, boyun ve kulak arkasında lenf bezi şişlikleri ve belirgin yorgunluk öne çıkan semptomlar arasında. Bazı çocuklarda karın dolgunluğu, karaciğer ve dalak büyümesi, karaciğer fonksiyon bozuklukları ve döküntüler de görülebiliyor. Tanı için tam kan sayımı, Monospot testi ve EBV serolojisi kullanılıyor.
Öpücük hastalığında özel bir tedavi yok; yaklaşım destekleyici. Bol sıvı alımı, istirahat ve ateş kontrolü öncelikli. Gerektiğinde doktor kontrolünde ağrı kesici veya ateş düşürücü ilaçlar uygulanabiliyor, antibiyotikler etkisiz. Beslenme de iyileşmede kritik; protein açısından zengin gıdalar ve C vitamini içeren sebze-meyveler bağışıklığı destekliyor, şekerli gıdalardan kaçınılması öneriliyor.
Nadir komplikasyonlarda özellikle dalak büyümesi olan çocuklar fiziksel aktivitelerden uzak durmalı; aksi halde dalak yırtılması gibi ciddi riskler oluşabilir. EBV’ye karşı aşı olmadığından en etkili korunma yolu hijyen ve kişisel eşyaların paylaşılmamasıdır. Uzmanlar, belirtiler uzadığında veya çocuğun genel durumu kötüleştiğinde gecikmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurguluyor.




