AFİFE JALE KİMDİR?
Afife Jale, 1902 yılında İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldi. Babası Hidayet Bey, annesi Methiye Hanım’dı. İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim gördükten sonra 1918 yılında Darülbedayi’nin açtığı tiyatro kursunu kazandı. O dönemde Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı; ancak özel kadın temsilleri için sınırlı sayıda kadın kursiyer kabul ediliyordu. Afife Jale, seçilen beş Müslüman kadından biri oldu.
Tiyatrodaki eğitim sürecinde büyük bir istekle çalıştı ancak sahneye çıkması uzun süre mümkün olmadı. 1919 yılında “Yamalar” adlı oyunda, Eliza Binemeciyan’ın yurt dışına gitmesi üzerine “Jale” takma adıyla ilk kez sahneye çıktı. Bu tarihi oyun, Türk tiyatrosunda bir ilki temsil etti.
BASKILAR, TUTUKLANMA TEHDİTLERİ VE DIŞLANMA
Afife Jale’nin sahneye çıkması dönemin baskıcı yapısı tarafından hoş karşılanmadı. “Tatlı Sır” ve “Odalık” oyunlarında sahne aldıktan sonra defalarca polis baskınına uğradı, zaman zaman gizlice tiyatrodan kaçmak zorunda kaldı. Babası sahneye çıkmasına karşıydı, devlet ise Müslüman kadınların tiyatroda yer almasını tamamen yasakladı. Tüm bu nedenlerle Darülbedayi ile ilişkisi sonlandı.
Yaşadığı fiziksel ve psikolojik baskılar zamanla sağlığını da etkiledi. Baş ağrıları nedeniyle başlayan tedavi sürecinde morfine bağımlı hale geldi. Bu durum, onu sahneden de yavaş yavaş kopardı.
AFİFE JALE KİMİNLE EVLENDİ?
Afife Jale, 1928 yılında tanıştığı ünlü besteci Selahattin Pınar ile 1929’da evlendi. Bu evlilik, hem müzik hem sanat camiasında dikkat çekti. Selahattin Pınar’ın, Afife için yazdığına inanılan eserler, bugün hâlâ büyük ilgiyle dinleniyor. Ancak Afife’nin süregelen sağlık sorunları ve bağımlılığı evliliklerine de zarar verdi. Çift, 1935 yılında boşandı.
AFİFE JALE NE ZAMAN VE NEDEN ÖLDÜ?
Afife Jale, son yıllarını büyük bir yalnızlık içinde geçirdi. Tiyatronun dost eli uzattığı birkaç isim dışında çevresiyle ilişkisi zayıfladı. Darülbedayi'deki arkadaşlarının yardımıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yerleştirildi. Burada, morfinmanlar koğuşunda kaldı.
24 Temmuz 1941 tarihinde, sadece 39 yaşında yaşamını yitirdi. Mezarı, İstanbul’daki Kazlıçeşme Kabristanı’ndadır.
24 Temmuz 1941 tarihinde, sadece 39 yaşında yaşamını yitirdi. Mezarı, İstanbul’daki Kazlıçeşme Kabristanı’ndadır.
AFİFE JALE’NİN ANISINA YAPILANLAR
Afife Jale’nin hayatı, ölümünden sonra da unutulmadı. 1997 yılından bu yana Yapı Kredi tarafından düzenlenen Afife Tiyatro Ödülleri, onun adını yaşatan en önemli kültürel etkinliklerden biri haline geldi.
Ayrıca sanatçının yaşamı, sinema, belgesel ve bale gibi birçok projeye konu oldu:
-
“Afife Jale” (1987) – Yönetmen: Şahin Kaygun
-
“Kilit” (2008) – Yönetmen: Ceyda Aslı Kılıçkıran
-
“Yüzyılın Aşkları: Afife ve Selahattin” (2003) – Belgesel: Can Dündar
-
“Afife Jale Bale Süiti” (1998) – Besteci: Turgay Erdener, Koreograf: Beyhan Murphy
-
“Afife” Albümü – Ses: Selva Erdener
2016’daki 20. Afife Tiyatro Ödülleri kapsamında ise farklı yıllarda ödül almış 20 kadın oyuncunun, Afife Jale olarak poz verdiği özel bir fotoğraf sergisi düzenlendi.
SAHNEYE ADANMIŞ KISA BİR ÖMÜR
Afife Jale, yasaklara karşı cesaretle direnen bir isimdi. Kadınların sanatta var olabilmesi için attığı adımlar, bugün hâlâ örnek gösteriliyor. Yaşamı boyunca yalnızca birkaç yıl sahnede kalabildi ama etkisi kuşaklar boyu sürdü. Tiyatroya tutkusu, onu hem kırılgan hem de güçlü kıldı.
Afife Jale, Türk tiyatrosunda sadece bir isim değil, aynı zamanda bir sembol olarak yaşamaya devam ediyor.
Afife Jale, Türk tiyatrosunda sadece bir isim değil, aynı zamanda bir sembol olarak yaşamaya devam ediyor.
Kaynak: HABER MERKEZİ





