15 Temmuz Darbe Girişimi Hangi Yıl Oldu? 2025’te 9. Yıl Dönümü Kutlanıyor
Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 2016 tarihinde tarihinin en karanlık gecelerinden birine tanıklık etti. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından başlatılan darbe girişimi, halkın iradesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ve güvenlik güçlerinin kararlı mücadelesiyle bastırıldı. Bu yıl, hain kalkışmanın üzerinden tam 9 yıl geçti.

15 Temmuz 2016: Demokrasiye Kurşun, Millete Darbe
O gece Türkiye, anayasal düzeni hedef alan bir grup FETÖ mensubunun kontrolündeki askeri unsurların kalkışmasıyla sarsıldı. Ankara’da TBMM bombalandı, İstanbul’da köprüler tutuldu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hedef alındı. Ancak millet, iradesine sahip çıkmak için meydanlara inerek tanklara göğsünü siper etti.

2025 Yılında 15 Temmuz’un 9. Yıl Dönümü
Bu yıl 15 Temmuz, Salı gününe denk geliyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından organize edilen anma etkinlikleri, 2025’in teması olan “Zaferin Adı Türkiye” başlığıyla gerçekleştiriliyor. Etkinlikler yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayıp yurt dışındaki diplomatik misyonlarda da düzenleniyor. Camilerde sela okunacak, meydanlarda şehitler için dualar edilecek, sergiler ve belgesel gösterimleriyle o gece yaşananlar yeniden hatırlanacak. Resmî törenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve devlet erkânı şehit aileleriyle bir araya gelecek.

251 Şehit, Binlerce Gazi
15 Temmuz gecesi, demokrasiyi korumak uğruna 251 vatandaşımız şehit, 2 bin 194 kişi ise gazi oldu. Bu rakamlar, Türkiye’nin istiklal ve istikbaline yönelik en büyük tehditlerden birine karşı verdiği onurlu mücadelenin acı bedelidir.

"Zaferin Adı Türkiye"
2025 yılında belirlenen bu özel tema, Türkiye’nin 15 Temmuz’da verdiği direnişin simgesel anlamını yeniden hatırlatıyor. Devletin kurumlarından sivil toplum örgütlerine kadar birçok kesimin katılımıyla düzenlenen etkinliklerde birlik, beraberlik ve milli ruh vurgusu öne çıkıyor.

15 Temmuz’un Anlam ve Önemi
15 Temmuz, sadece bir kalkışmanın önlenmesi değil; halkın kendi iradesini canı pahasına savunmasının ve Türkiye’nin kaderini kendi elleriyle yazmasının adı oldu. Bu tarih, artık bir takvim günü değil, demokrasinin yeniden doğduğu bir milattır.





