SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi H. İbrahim Öztürk, yeme bağımlılığının tıbbi literatürde ilk kez 1950'lerde yer bulmaya başlasa da günümüzde artan bir sorun haline geldiğini belirtti. Öztürk, son yıllarda bu konunun daha fazla araştırıldığını ve önem kazandığını vurguladı.

Yeme Bağımlılığı ve Obezite İlişkisi

Öztürk, obezite yaygınlığının artmasıyla birlikte, obez kişilerde sıkça gözlenen aşırı ve tıkınırcasına yeme davranışlarının yeme bağımlılığına dönüşebileceği sorularının gündeme geldiğini ifade etti. Yapılan araştırmalarda, aşerme, denetim kaybı ve tolerans gelişimi gibi bağımlılık ölçütlerinin birçok çalışmada gösterildiğini belirtti.

84 yaşındaki hastanın ameliyatsız yöntemle kalp kapağı değişti 84 yaşındaki hastanın ameliyatsız yöntemle kalp kapağı değişti

Yeme Bağımlılığı ve Besinlerin Etkisi

Özellikle basit karbonhidratlar ve yağların insan beyninde bağımlılık yapan maddelere benzer şekilde etki gösterdiğini ifade eden Öztürk, işlenmiş gıdaların çeşitlerinin artması ve çekici reklamlarla sunulmasının da bu sorunu tetiklediğini dile getirdi. Aşırı işlenmiş gıdaların içerdiği basit karbonhidratlarının kan şekerini hızla yükseltmesi ve beyin tarafından ödül merkezlerini uyarıcı etkisi olduğunu belirtti.

Sağlık Sorunları ve Duygusal Yeme

Yeme bağımlılığının, yaşam için zorunlu olmasının ötesinde, lezzetli yiyeceklerin verdiği haz ve keyif nedeniyle bazı kişilerde olumsuz duygularla baş etme yolu olarak kullanılabildiğini ifade eden Öztürk, bu durumun obezite, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi birçok sağlık sorununa yol açabileceğini belirtti. Ayrıca, duygusal yeme olarak adlandırılan durumun, stres, korku, üzüntü gibi duyguların varlığında kontrolsüz yeme davranışı olarak ortaya çıktığını açıkladı.

Tedavi Yaklaşımları

Öztürk, yeme bağımlılığının tedavisinin obezite veya aşırı yemeyle giden diğer durumların tedavisinden ayrışmış olmadığını belirtti. Kişiye özgü tedavi yaklaşımlarının, nöromodülasyon tedavileri ve psikoterapi gibi psikososyal müdahalelerle birlikte daha iyi sonuçlar verdiğini vurguladı. Bu kapsamda, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, nöromodülasyon tedavileri ve davranışçı terapi gibi yöntemlerin kullanılabileceğini ifade etti.

Muhabir: MELİHA KÜÇÜKÖNDER