Süresiz nafaka kalkıyor mu? Yeni nafaka düzenlemesi Meclis yolunda

Aile hukukunda köklü bir değişiklik için düğmeye basıldı. Uzun süredir tartışılan nafaka düzenlemesiyle ilgili takvim netleşmeye başladı. Hükûmetin hazırlıklarını sürdürdüğü düzenlemenin mart ayından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması bekleniyor. Hazırlanan taslağa göre en dikkat çekici değişiklik, süresiz nafakanın tamamen kaldırılması olacak. Yerine ise evlilik süresi baz alınarak hesaplanacak süreli bir nafaka sistemi getirilecek.

Yeni sistemde nafaka süresi, evliliğin süresine ek olarak iki yıl ilave edilerek belirlenecek. Örneğin üç yıl süren bir evlilik sonrası nafaka ödemesi beş yıl, beş yıllık bir evlilikte ise yedi yıl olacak şekilde planlanacak. Böylece hem ödeme yapanın yükü sınırlanacak hem de nafaka alan kişinin belirli bir süre güvence altında olması sağlanacak. Süresiz ödeme yükümlülüğünün kaldırılmasıyla birlikte, taraflar arasındaki uzun süreli ekonomik bağların da sonlanması hedefleniyor.

Nafaka süresinin sona ermesinin ardından mağdur duruma düşebilecek kişilere devlet desteği sağlanacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülecek yeni sistemde, nafaka süresi tamamlanan ancak gelir durumu yetersiz olan, iş bulamayan veya çalışamayan kadınlara sosyal yardımlar sunulacak. Bu desteklerin, dul ve yetim aylığı veya yaşlılık maaşı benzeri bir modelle uygulanması öngörülüyor. Böylece sosyal devlet mekanizmasıyla mağduriyetlerin önüne geçilmesi planlanıyor.

Yeni düzenleme yalnızca nafaka konusunu değil, boşanma davalarının işleyişini de etkileyecek. Taslağa göre boşanma süreci daha hızlı sonuçlandırılacak. Buna göre boşanma kararı, nafaka, mal paylaşımı ve velayet gibi diğer konulardan ayrılarak tek başına hükme bağlanacak. Ardından diğer konular için ayrı davalar açılacak. Bu sistem sayesinde uzun süren, çekişmeli boşanma davalarının daha kısa sürede ve daha az yıpratıcı şekilde sonuçlanması amaçlanıyor.

Hukukçular ve aile danışmanları tarafından yapılan ilk değerlendirmelerde, bu yeni sistemin hem kadınları hem de erkekleri koruyan daha dengeli bir yapıya sahip olduğu ifade ediliyor. Nafaka yükümlüsü açısından öngörülebilirlik sağlarken, nafaka alan kişinin de belirli bir süre ekonomik güvencede olacağına dikkat çekiliyor. Ayrıca devlet desteklerinin devreye girmesiyle birlikte sosyal adaletin daha sağlıklı işletileceği vurgulanıyor.