Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Günümüze Uzanıyor
Kahramanmaraş’a özgü el işçiliği geleneği olan Maraş Sim-Sırma, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillenerek resmen şehrin kültürel mirası olarak kabul edildi. Bu nadide sanat, sadece bir süsleme tekniği değil; aynı zamanda geçmişle bugünü buluşturan zarif bir miras niteliğinde.

Saraylardan Günümüze Ulaşan Zarafet
Tarihi kökenleri Selçuklu dönemine kadar uzanan Maraş Sim-Sırma, Osmanlı saraylarında da büyük ilgi görmüştü. Osmanlı Padişahı Çelebi Mehmet’in eşi Emine Hatun ve Fatih Sultan Mehmet’in eşi Sitti Mükrime Hatun’un çeyizlerinde yer alan bu eşsiz işlemecilik, özellikle kadife kumaşlar üzerine işlenen zarif desenleriyle tanınıyor.
El İşçiliğinin En Gözde Örneklerinden
Maraş Sim-Sırma, yoğun olarak kadife kadın kıyafetleri, yastıklar ve yatak örtüleri gibi ürünler üzerine uygulanıyor. Tamamen el işçiliğine dayanan bu geleneksel teknik, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da Kahramanmaraş'ın adını duyurmayı başardı.

Eğitimle Geleceğe Taşınıyor
Kahramanmaraş’ta geçmişten bugüne aktarılan bu sanatın yaşatılması için devlet destekli eğitim adımları da atıldı. Kentte açılan Sim-Sırma okulları ve Halk Eğitim Merkezleri bünyesindeki kurslar sayesinde yeni nesiller bu tarihi mirası öğrenerek geleceğe taşıyor.
Müze Koleksiyonlarında Yaşıyor
Maraş işi Sim-Sırma işlemeleri, bugün yalnızca Kahramanmaraş’ta değil, Türkiye genelindeki birçok müze koleksiyonunda da sergileniyor. Osmanlı’nın zarif estetik anlayışını yansıtan bu eserler, tarih meraklılarının ilgisini çekmeyi sürdürüyor.




