Dağların Bereketiyle Gelen Sağlık
Kahramanmaraş’ın yüksek dağları, rengârenk bitkilerle dolup taşıyor. Özellikle yaylalarda yetişen kekik, zahter, adaçayı, nane ve geven gibi otlar, yöre halkı için sadece bir bitki değil, aynı zamanda bir şifa kaynağı. Çocukluğundan beri dağlardan ot toplayan köylüler, bu geleneği bugün hâlâ sürdürüyor.

Çaydan Merheme, Sofradan Şifaya
Maraşlı kadınlar, toplanan otları kurutarak kışa hazırlık yapıyor. Zahter sabah kahvaltılarında zeytinyağı ile sofralara gelirken, kekik ve adaçayı çayları soğuk algınlığına karşı tüketiliyor. Bazı otlar ise kaynatılıp merhem haline getiriliyor. Özellikle yaşlılar, “Doğanın verdiği ilaç en etkili olanıdır” diyerek bu alışkanlığı torunlarına da aktarıyor.

Yayla Pazarı Geleneği
Şifalı otlar sadece evlerde değil, pazarlarda da önemli bir yer tutuyor. Haftalık kurulan yayla pazarlarında tezgâhların büyük kısmını dağlardan toplanmış otlar süslüyor. Torbalar içinde satılan nane, kekik ve adaçayı, şehir merkezinden gelen vatandaşların en çok talep ettiği ürünler arasında yer alıyor. Bazı esnaflar, “Bu otların kokusu çocukluğumuzu hatırlatıyor” diyerek müşterileriyle sohbet ediyor.

Şifanın Kültürel Yönü
Otların kullanımında sadece sağlık değil, kültürel bir bağ da bulunuyor. Maraş’ta yeni doğum yapan kadınlara özel hazırlanmış bitki çayları, düğünlerde sunulan şerbetler ve bayram sofralarında ikram edilen aromalı otlu yiyecekler bu geleneğin bir parçası. Böylece her bir bitki, aynı zamanda toplumsal hafızanın da bir taşıyıcısı oluyor.

Doğayla Bağlı Kalan Bir Yaşam Tarzı
Köylerde yaşayan pek çok aile, şehirleşmeye rağmen doğayla bağını koparmıyor. Her bahar mevsiminde ailecek yapılan dağ gezileri, hem ihtiyaç duyulan şifalı otları toplamak hem de birlikte vakit geçirmek için bir fırsata dönüşüyor. Çocuklar bu gezilerde otları tanıyor, isimlerini öğreniyor ve hangi bitkinin neye iyi geldiğini büyüklerinden dinliyor.




