Yemenli Bey Malik Bin Ejder’in Kahramanlığı
Esas adı Malik Bin Ester olan Hz. Malik Bin Ejder, Yemen’de Naha adlı bir oymağın beyidir. Bu nedenle kendisine Naha’ya nisbetle El-Nahai de denilmiştir. El-Eşter lakabı ise 636 yılında Bizanslılarla Suriye’de yapılan Yermük Savaşı’nda gözünden yaralanmasına dayanır. Rivayete göre Malik Bin Ejder Hazretleri, Suriye’den Maraş’a gelerek şehrin şimdiki güney taraflarına karargahını kurmuş, buradan geçitleri aşarak Bizans topraklarına akınlar yapmış ve büyük kahramanlıklar göstermiştir. Malik Bin Ejder’in buraya Meyserete Bin Mesruku’l Abesi ile birlikte geldiği ve muharebe neticesinde şehit olduğu da rivayet edilmiştir.

Hz. Ali Dönemi ve Mısır Görevi
Bir rivayete göre halife Hz. Ali, Malik Bin Ejder’i Cizre’ye, Hz. Ebubekr’in oğlu Muhammed’i ise Mısır valiliğine atamıştır. Kısa süre sonra Muaviye Şam’da halifeliğini ilan eder ve Mısır valiliğine Amr îbnu’l As’ı atar. Burada kargaşa çıkar ve halk vali ‘Muhammed’e karşı ayaklanır. Hz. Ali, ayaklanmaları bastırması için Malik Bin Ejder’i görevlendirir. Görevi kabul eden Malik Bin Ejder Hazretleri, 6.000 kişilik orduyla Mısır’a doğru yola çıkar. Kalzum adlı yerleşim biriminde bir eve misafir olur ve Muaviye tarafından örgütlenen ev sahibi tarafından şehit edilir.

Cenaze ve Maraş’a Gömülmesi
Askerler, Malik Bin Ejder’i Kufe’ye gömmek ister; ancak güneyden yol olmadığı için önce Harran’a, oradan da Kufe’ye gidilmesi gerekir. Muaviye’nin, Hz. Osman’ın katlinden sorumlu olduğunu iddia etmesi sebebiyle Malik’in cenazesine hakaret edebileceğini düşünen oğlu, babasının Filistin ve Şam topraklarına değil, Hz. Ali’ye bağlılıklarıyla bilinen Maraş’a gömülmesini ister.

Maraş’ın Fethi ve Kumaşır Gölü Efsanesi
Evliya Çelebi’ye göre Malik Bin Ejder Hazretleri, Hz. Peygamber’in silahşörüdür ve kemerini bizzat Hz. Ali bağlamıştır. Rivayete göre Hz. Peygamber, Malik Bin Ejder ile Osman Dede’yi Maraş’ın fethine görevlendirir. Her iki sahabe Maraş dışında bir çeşme başına gelir ve yorgunluktan uyuyakalırlar. Uyandıklarında düşman askerleri tarafından sarıldıklarını görürler ve savaş başlar. Osman Dede şehit olur, Malik Bin Ejder ise yaralı halde Kumaşır Gölü’nün bulunduğu yere ulaşır.

O sırada bölgede Hristiyanların yaşadığı bir köy vardır. Malik Bin Ejder içmek için köylülerden su ister; ancak köylüler su vermez, aksine köpeklerini salıverirler. Malik Bin Ejder çok üzülür ve kılıcını kayaya vurur. Kaya birkaç parçaya ayrılır, kayalardan su kaynamaya başlar ve kısa sürede köy sular altında kalır. Bu olay, günümüzdeki Kumaşır Gölü’nün oluşumuna sebep olur.

Bir diğer rivayete göre Malik Bin Ejder, suya “Ak su, Ak su!” diye seslenir ve su kendisine doğru akar. O günden sonra nehrin adı Aksu olarak kalır. Köyün helak olduğunu gören Malik Bin Ejder, günümüzde kendi adıyla anılan tepeye çıkar ve orada şehit olur, aynı yere defnedilir.

Aksu Mahallesi ve Tarihi Türbe
Kahramanmaraş’ın güney tarafında, merkeze 6 km uzaklıkta Aksu Mahallesi sınırlarında yer alan yapı, aslen 1201 yılında yaptırılmıştır. Kumaşır Gölü’ne bakan tepede bulunan yapı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden yapılan merkezi planda küçük mescidi, türbe kısmı ve çevre düzeni ile atıl durumdan kurtarılmış ve ziyarete açılmıştır.




