ABD’de düzenlenecek BM Genel Kurulu öncesinde dünya liderlerinin gündeminde Filistin’in devlet olarak tanınması ve iki devletli çözüm vizyonunun güçlendirilmesi yer alıyor. Özellikle İsrail’in saldırılarının durdurulması, toplantının ana gündem maddeleri arasında bulunuyor. Bu kritik süreç öncesi İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın Filistin’i tanıyıp tanımadığı merak ediliyordu.
New York’ta 22 Eylül’de başlayacak Genel Kurul öncesinde açıklama yapan üç ülke, Filistin’i resmen tanıdıklarını duyurdu. Bu adım, Filistin’i tanıyan ülke sayısını 150’ye çıkardı. Avrupa ve dünya genelinde artan destek dalgasının, Genel Kurul’daki tartışmalara doğrudan etki etmesi bekleniyor.
Fransa da bu sürece katılacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un resmi açıklamasıyla iki devletli çözümün tek geçerli seçenek olduğu bir kez daha vurgulanacak. Fransa’nın tanıma kararı, Batı’nın Filistin politikasında yaşanan dönüşümün somut göstergesi olarak yorumlanıyor. Böylece BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri arasında Filistin’i tanımayan tek ülke ABD olarak kaldı.
Avrupa Birliği içinde ise Belçika, Lüksemburg ve Malta’nın Filistin’i tanıması bekleniyor. Son bir yıl içerisinde Norveç, İspanya, Slovenya ve İrlanda da tanıma sürecine dahil oldu. Ancak Almanya, Hollanda, Avusturya, Macaristan ve İtalya hâlen tanımama politikalarını sürdürüyor. Finlandiya ve Portekiz süreci değerlendirme aşamasında bulunuyor. Yunanistan, Çekya, Hırvatistan ve Baltık ülkeleri de henüz tanımadı. AB, İsrail’in saldırıları ve artan insani kriz karşısında sessiz kalamaz hale geldi. Son olarak, aşırı sağcı iki İsrailli bakana Schengen yasağı uygulanırken, İsrail ile serbest ticaret anlaşması askıya alındı.
Filistin, bağımsızlığını ilan ettiği 15 Kasım 1988’den bu yana BM üyesi 193 ülkenin 147’si tarafından tanınıyordu. İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın kararlarıyla bu sayı 150’ye yükseldi. Türkiye ise Filistin’i tanıyan ilk ülkeler arasında yer almıştı.
İki devletli çözüm modeli, başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde Batı Şeria ve Gazze’yi kapsayan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını öngörüyor. Bu modelde sınırlar, 1967 öncesi Arap-İsrail savaşı sınırlarına dayandırılıyor. İsrail ise bu çözümü kabul etmiyor.





