HAGB, yani Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Türk ceza hukukunda sanığa ikinci bir şans tanıyan özel bir mekanizmadır. Mahkeme, sanığı mahkûm etse bile belirli koşullar sağlandığında hükmün açıklanmasını erteleyebilir. Bu uygulama, sanığın belirlenen denetim süresi boyunca kurallara uyması durumunda cezanın infaz edilmemesini veya hukuki sonuçlarının ortadan kalkmasını sağlar.
Basitçe ifade edersek, HAGB sanığa topluma yeniden kazandırılma fırsatı sunan bir uygulamadır.
HAGB Hangi Durumlarda Uygulanır?
HAGB kararı her davada otomatik uygulanmaz; belirli kriterler ve mahkeme takdirine bağlıdır. Temel uygulama şartları şunlardır:
- Cezanın Niteliği
- HAGB için verilen ceza 2 yıl veya daha az hapis ya da adli para cezası olmalıdır.
- Mahkeme, suçun alt/üst sınırına bakmaksızın takdir ettiği cezaya göre karar verir.
- Hapis cezası adli para cezasına çevrilmişse HAGB uygulanamaz.
- Sanığın Suç Geçmişi
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyeti bulunmamalıdır.
- Taksirle işlenen suçlardan verilen mahkûmiyetler bazı durumlarda engel oluşturmaz.
- Zararın Giderilmesi
- Mağdurun uğradığı zarar tamamen tazmin edilmiş veya iade edilmiş olmalıdır.
- Kısmi giderim veya mağdurun rızasının olmaması HAGB için yeterli değildir.
- Denetim Süresi ve Kurallara Uyum
- Mahkeme genellikle 5 yıllık denetim süresi belirler.
- Bu süre boyunca sanık mahkemenin yükümlülüklerine uymalı ve yeni kasıtlı suç işlememelidir.
- Denetim süresi başarıyla tamamlanırsa hüküm ortadan kalkmış gibi değerlendirilir.
- Mahkemenin Takdir Yetkisi
- HAGB şartları sağlansa bile mahkeme karar vermekte serbesttir.
- Mahkeme, HAGB vermeme kararını gerekçelendirmek zorundadır.
- Sanığın Kabulü
- HAGB kararı için sanığın açıkça kabul etmesi gerekir.
- Sanık kabul etmezse mahkeme hükmü açıklayıp cezanın infazına karar verir.
HAGB’nin Amacı ve İşleyişi
HAGB, Türk ceza hukukunda rehabilitasyon odaklı bir yaklaşım olarak kabul edilir. Sanığın topluma yeniden kazandırılması ve küçük suçlarda cezanın infaz edilmeden sosyal hayata dönmesi amaçlanır. Mahkeme, sanığın kişilik özellikleri, sosyal geçmişi ve duruşmadaki tutumunu değerlendirerek karar verir.




