Sağlık Bakanı Koca sağlık turizminin geleceğinden çok umutlu

Sağlık Bakanı Koca ile yaptığı görüşmeyi köşe yazısında anlatan Acet, Türkiye'nin ilerleyen dönemlerinde sağlık konusunda neleri hedeflediğini de en yetkili isme sordu.

Mehmet Acet'in köşe yazısı:

Birkaç gün önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile bir araya gelip sohbet etme imkânı bulduk.

Sohbetin bitiminde de mesafesini kendisinin titizlikle belirlediği aralıkta durup fotoğraf çekildik.

Koca, iki yıldır Sağlık Bakanlığı yapıyor ama son 4-5 ay içerisinde deyim yerindeyse ‘yıldızlaştı.’

Sosyal medyada milyonlar tarafından takip edilir hâle geldi.

Sadece Twitter’daki içeriği kullandığı İnstagram’da 10 milyon 200 bin takipçi sayısına ulaştı.

Bir sağlık bakanının böyle bir pandemi sürecinde popüler hâle gelmesi normaldir. Ama Fahrettin Koca ismi için bundan daha fazlası da var.

Sadece iyi bir yönetim sergilemesi, Türkiye’nin pandemi sürecini başarılı bir şekilde bugünlere taşımasına yaptığı büyük katkı ve bunun ürettiği güvene dayalı bir sempati değil bu.

Başka şeyler de var.

Mesela şöyle şeyler:

* Sadece AK Partililerde, hükümeti destekleyen çevrelere değil, çok geniş kesimlere “Bu adama güvenmeliyiz, dediklerini yerine getirmeliyiz” duygusunu verebilmiş olması.

* Özellikle salgının zirve yaptığı günlerde, uykusuz geçen günlerin ertesinde açık kalmakta zorlanan gözlerle basının karşısına çıkması ve bu durumun her çeşit insana “Sağlık Bakanı bu iş için gecesini gündüzünü katarak çalışıyor” duygusunu vermiş olması.

* Virüs nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısını verirken gözyaşlarına hâkim olamaması ve bu durumun, bu samimi halin çok zor ve riskli ortamlarda çalışan sağlık görevlilerine “Hâlimizi en iyi o anlıyor” duygusunu verebilmesi.

* Basın toplantısında mikrofona ulaşamadığı için sitem eden genç bir muhabire, “Kusura bakma kızım” demesi.

Bunların hepsinin toplamından ortaya çıkan samimiyet duygusu.

Kurallara uyulmadığını gösteren görüntüler, fotoğraflar yayınlandığında insanların sosyal medyadan “Bari şu adamın emeklerine saygı duyun” diye serzenişte bulunması.

Bakan Koca ile yaptığımız sohbette sadece sağlık konularını, pandemiyi konuştuğumuzu düşünürsünüz değil mi?

Ama öyle değil.

Bakın mesela başka neler konuşmuşuz:

Türkiye’nin geleceğiyle ilgili, Z kuşağı ile ilgili, bu kuşağın beklentilerinin nasıl karşılanması gerektiğiyle ilgili, toplumun genel yaklaşımı ve talepleri/beklentileriyle ilgili konular.

Başka?

Bir yerde Nurettin Topçu’dan, “İsyan Ahlakı” kitabından bahis açtı örneğin.

10 Temmuz 2018’de Kabine üyeleri açıklanırken Fahrettin Koca’nın ismi Sağlık Bakanı olarak duyurulduğunda böyle bir haberi şaşırmadan karşılamaya hazır çok az insan vardı.

Kapasitesini, niteliklerini, erdemli duruşunu bilenlerden “Sağlık Bakanlığı için çok ideal bir isim” denildiğini tâ o zaman duymuştum.

Bakan olmadan önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakın dostluğunu kazanmış olmasına rağmen bunu bir reklam aracına dönüştürmemiş olması.

O yakınlığı ‘resim çektirmeden’ yürütebilmesi.

Bir anlamda ‘yük olmaya değil, yük almaya’ talip olması.

Sohbet sırasında Bakan Koca’ya sağlık turizmi meselesini sordum. Bu alanda Türkiye gerçekten bir ‘üs’ haline gelebilir mi diye sordum.

“Tabi ki” dedikten sonra Avrupa’daki, Amerika’daki sağlık sistemlerinin sıkıntılarına atıfla “Adamlar hastalığa tanı koyamıyorlar” diye bir cümle sarf etti.

Avrupa ve Amerika’daki sağlık sistemine halkın her kesimini kapsayacak şekilde 1970’lerden bu yana doğru düzgün bir yatırım yapılmadığını bu süreçte öğrenmiştik.

Ancak işin ‘tanı konamayacak’ bir halde olduğunu ben de ilk defa duymuş oldum.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Almanları ikna etmeyi başardı mı?

Korona nedeniyle bu sene turizm sektörü çok sıkıntılı malum.
Türkiye’ye her yıl 30 milyar doların üstünde döviz giriyordu.
Ancak bu sene işler biraz karışık.

Sezon açılmış olmasına rağmen hem insanların korona korkuları hem de ülkelerin seyahat uyarıları işleri zora sokmuş durumda.

Hal böyle olunca mesele, salt Turizm Bakanlığının işi olmaktan öteye geçmiş oldu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu önceki gün Almanya’ya turizm hedefli bir ziyaret gerçekleştirdi.

Çavuşoğlu, Alman meslektaşıyla yaptığı basın toplantısında, “Almanya’nın seyahat uyarısını gözden geçirmesi gerekiyor. Alman dostlarımız da Türkiye’ye tatile gelmek istiyor. Almanya turizm sektörü için de çok önemli” dedi.

Ziyaretin arka planına dair aldığım nabız, Çavuşoğlu’nun Almanya ziyaretinin olumlu geçtiği yönünde.

Bölgesel bazda bazı olumlu kararlar çıkacak gibi görünüyor.
Örneğin Antalya ve Muğla gibi bölgelerin turizm açısından güvenli bölge olarak ilân edilmesi söz konusu olabilir.

Öyle olursa Alman turistler bu şehirlere gelip tatillerini yapabilecekler.Zaten Antalya ve Muğla yaz döneminde turizmin kalbinin attığı yerler.

Böyle bir karar çıkarsa, Almanya’dan ciddi sayıda turist Türkiye’ye gelebilir.

Editör: Haber Merkezi