Türkiye, sık sık büyük depremler yaşayan bir ülke. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde, resmi verilere göre 50 binin üzerinde can kaybı yaşandı. Uzmanlar, her deprem sonrası fay hatlarında yaşanan hareketleri ve olası Marmara depremini tartışarak, bu tür felaketlere karşı alınması gereken önlemleri gündeme getiriyor.
Son olarak, 4 Aralık 2023’te Bursa'nın Mudanya ilçesi açıklarında gerçekleşen 5,1 büyüklüğündeki depremde bazı Android telefon kullanıcılarına erken uyarı bildirimleri gönderildi. Bu bildirimlerde, kullanıcılar depremin meydana geldiğini, bazılarına ise hafif bir sarsıntının beklendiği bilgisi iletildi.
Peki, bu erken uyarı sistemleri gerçekten depreme karşı ne kadar etkili? Google’ın Android telefonlarındaki erken uyarı sistemi nasıl çalışıyor?
GOOGLE’IN ERKEN UYARI SİSTEMİ NASIL İŞLİYOR?
Google’ın erken uyarı sistemi, ilk kez 2021 yılında Yunanistan ve Yeni Zelanda’da kullanılmaya başlandı. Ardından, Türkiye, Filipinler ve Orta Asya’daki deprem riski taşıyan diğer ülkeler de bu sistemden yararlanabilir hale geldi. Ancak, bu sistem yeraltı sismometreleriyle değil, Android telefonlardaki ivmeölçerler ile çalışıyor. İvmeölçerler, telefonun hareketlerini algılayarak, deprem gibi ani sarsıntılara tepki veriyor.
Deprem sırasında telefon, meydana gelen sarsıntıyı algılar ve bu veriyi Google sunucularına iletir. Sinyallerin artış göstermesiyle birlikte, Google, deprem merkezini belirleyip, etkilenen bölgelere uyarı gönderir. Ancak bu sistem iOS kullanıcıları için geçerli değil.
Mudanya depremi örneğinde olduğu gibi, bu bildirimler bazen depremden 10 saniye önce, bazen ise depremden sonra kullanıcılara ulaşabiliyor. Deprem merkezinden 56,5 kilometre uzaklıktaki kullanıcılara ise yaklaşık 10 saniye önce bildirim ulaşabiliyor. Ancak, bu uyarıların ne kadar yaygın olduğu ve hangi bölgelere ulaştığına dair kesin bir bilgi bulunmuyor.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİNİN ETKİSİ
Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve Doç. Dr. Doğan Kalafat, bu sistemlerin deprem habercisi olmadığını belirtiyor. Yaltırak, sarsıntıyı algılayan bildirimlerin ancak deprem bölgesine 60-70 kilometre uzaklıktaki yerlere ulaşabileceğini, ancak merkezdeki kişilere ulaşamayabileceğini ifade ediyor. Bunun sebebi, deprem sırasında yıkıcı dalgaların yayılmasıdır. Kalafat ise, deprem dalgalarının P ve S bileşenleri arasındaki saniyelik farklardan yararlanarak, bazı uyarıların yapılabileceğini vurguluyor.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİNİN BAŞKA ÜLKELERDEKİ KULLANIMI
Erken uyarı sistemleri, Meksika ve Japonya gibi ülkelerde kamu uyarı sistemi olarak başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sistemler sayesinde, elektrik ve doğalgaz gibi olumsuz etkiler yaratabilecek altyapılar devre dışı bırakılabiliyor, toplu taşıma araçları yavaşlatılabiliyor ve köprü veya tünellere giren araçlar engellenebiliyor.
Japonya’daki Tohoku Depremi (2011) örneğinde olduğu gibi, 9.1 büyüklüğündeki depremin Tokyo'ya ulaşması 47 saniye sürdü. Bu sayede, Japon Telekom şirketi, kayıtlı müşterilerine erken uyarı gönderebildi. Ancak, sistemin uyarısına rağmen, depremin etkileri büyük oldu ve ciddi zararlara yol açtı.
TÜRKİYE’DE ERKEN UYARI SİSTEMLERİNİN UYGULAMA POTANSİYELİ
Türkiye'deki aktif fay hatları, erken uyarı sistemlerinin etkinliğini sınırlayabilir. Özellikle Marmara gibi deprem riski yüksek bölgelerde, depremin etkisi çok hızlı yayıldığı için uyarılar, sadece kısa bir süre önceki sarsıntıları algılayabilir. Doç. Dr. Kalafat, Marmara’da 8-10 saniye içinde yıkıcı dalgaların geleceğini belirtiyor. Bu nedenle, erken uyarı sistemlerinden yeterince zaman kazanmak oldukça zor olabilir.
Ancak, Türkiye'de bu sistemlerin kritik yerleşim bölgelerinde ve büyük mühendislik yapılarının bulunduğu alanlarda yaygınlaştırılması mümkün. Örneğin, İstanbul’daki Erken Uyarı Sistemi 2004 yılında faaliyete geçmiş ve güncellenmişti, fakat bu sistem henüz büyük bir depremde test edilmedi.
SONUÇ
Google’ın Android telefonlarındaki deprem erken uyarı sistemi, 2021 yılından bu yana aktif olarak kullanılmaktadır. Ancak, sistemin etkinliği, yalnızca deprem dalgalarının algılandığı bölgelerde sınırlıdır. Türkiye'de ise, aktif fay hatları nedeniyle bu tür sistemlerin verimli çalışması daha zor olacaktır. Yine de, bu sistemlerin büyük şehirlerde yaygınlaştırılması, deprem riskine karşı alınabilecek en önemli önlemlerden biri olabilir.
Kaynak: Haber merkezi





